Yolsuzluğa, vurguna karşıçıkmak neden ihanet oluyor?

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Yolsuzluğa, vurguna karşı

çıkmak neden ihanet oluyor?

Şamil Tayyar’ın 312 AKP’li vekilden 38’inin “dürüstlükten yana”, hırsıza, yolsuza meydan vermemekten yana olan tavrını, “ihanet” olarak değerlendirmesi, çok enteresan!

Egemen Bağış, Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar ve Zafer Çağlayan hakkındaki yolsuzluk soruşturmasının sonucunda Yüce Divan’a gönderilmeleri yolunda oy kullanan vekillere, tepki gösteren ve bu vekilleri “ihanetle” suçlayan iki kişinin de gazeteciden vekil olmaları ayrıca dikkat çekici.

Oysa, vurguncu ve soyguncuların yargı önünde hesap vermesini, en çok onların istemesi beklenirdi. Yazık!

                                                             ***
Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’ın, oylamanın ardından, “Red oyları 276 olan güven oyunun altında kaldığı için yükselen "hükümet istifa" sloganları bu siyasi operasyonun ispatıdır. Bu alçaklığı yapanların yüzleri kızarmıştır diye umut ediyorum.Elbette parti yönetimi bu tabloyu değerlendirecek ve gerekeni yapacaktır. Önümüzdeki dönemde çok ciddi bir ayıklanma ve temizlenmeye ihtiyaç olduğu görülüyor. Eğer AK Parti 2023 vizyonunu yakalayacaksa bu hainlerden arınmalı, yoksa işimiz çok zor diye düşünüyorum" şeklindeki sözleri parti içinden de tepki gördü.

                                                               ***

AKP Grup Başkan Vekili’nin Metiner ve Tayyar’ın açıklamaları için, “Hadlerini aştılar, AK Parti Grubu'nu bağlayan bir açıklama değildir demesinin ardından, dün de Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Sayın Tayyar'ın parti adına konuşma, değerlendirme yapma yetkisi yok, kendi görüşleridir. Ama bu şekilde ifade etmesini doğru ve şık görmediğimi ifade etmek isterim” diye yanıt verdi Şamil Tayyar’a.

                                                               ***

Mehmet Metiner ve Şamil Tayyar’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a aşırı bir bağlılıkları ve biatları söz konusu.

Metiner’i zaman zaman televizyonların tartışma programlarında izlerken, inanın midem bulanıyor.

Savunulan şeyler ve savunma şekli, kişilikten yoksun bir duruşu çağrıştırıyor.

Yani diyor insan, bunları gerçekten inanarak mı söylüyor, yoksa bir vekillik koltuğuna insan olmanın değerleri bu kadar feda edilebilir mi?

                                                               ***

Şamil Tayyar farklı bir tarz sergiliyor. O daha agresif, saldırgan ve sivri dilli.

O da kayıtsız şartsız biat edenler arasında.

Diğerlerine göre daha dik, daha doğru, daha mesafeli durmaları beklenirken, bir konu olduğunda tepe takla atlıyorlar ortaya ve  çevrelerini adeta kılıçtan geçirmeye başlıyorlar.

Bu tavırları gazeteciliğin verdiği bir aşırı kendine güven ve megalomani halinin sonucu mudur bilemiyorum.

Ama sanki, liderin yumuşak karnını tam yakalamışlar ve sürekli orayı işleyerek, gelecek dönemi garanti altına almaya çabalayan bir görüntü seziyor insan.

Bir dönem daha vekillik için tüm bunlara değer mi derseniz, bence değmez….

 

Yolsuzluğa, vurguna karşıçıkmak neden ihanet oluyor?