Türkiye’nin kader seçimi…

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

HDP’nin barajı aşması ile,

AKP:227

CHP:120

MHP: 79

HDP:74

Eğer HDP barajı aşamazsa

AKP:337

CHP:134

MHP:79 şeklinde bir meclis aritmetiği öngörülüyor.

Birinci tablo Türkiye’nin önünü, demokrasisinin yolunu açacak bir tablo.

İkincinin sonuçlarının ne olacağını da hepimiz az çok tahmin ediyoruz.

                                                               ***

İkinci tablonun sonucunu, "Türkiye,ya AKP’yi doğal yollarla kenara itip yaratıcı, üretici bir topluma dönüşür ya da tarihinde rastlamadığı büyüklükte sarsıntı ve acıyla karşılaşır. AKP, Erdoğan’ın idaresinde bu seçimleri kazanırsa çok büyük bir devlet şiddetiyle karşılaşacağız. Kötü giden ekonomiye devlet şiddeti eklenmesi fiziksel kırılmaya yol açar" diye açıklıyor Ahmet Altan.

                                                               ***

Yıllardır, hep şunu sorguluyor ve eleştiriyoruz:

CHP iktidar olmak istemiyor. Onlar “Cumhuriyet Halk Partisi Cumhuriyeti” sınırları  içerisindeki yaşamlarından memnunlar. Yeter ki siz onlara muhalefet görevini devam ettirecek kadar oy verin. Onlar da bunun nimetlerinden yararlanıp keyiflerine baksınlar.

Ama bir de yıllardan beri bu partiye prim vermekte direnen seçmene dönüp sormazlar mı, “Kardeşim sen neden iktidar olacak partiye oy vermiyorsun” diye.

CHP seçmeni, onlarca seçimdir hayal kırıklığı yaşıyor, ama bir sonraki seçimde yine aynı yanlışta ısrar ediyor.

Nasrettin Hoca hikayesindeki gibi, yani hırsızın hiç mi suçu yok?

Tüm sorun iktidar olmak istemeyen CHP’de mi, yoksa bunu bile bile götürüp ona oy veren seçmenin de kabahati yok mu?

                                                               ***

Bence halkın CHP’ye verdiği şans, fırsat ve prim bu seçimde artık son bulmalı.

Halkın veya CHP tabanı denen kitlenin, CHP’yi iktidar yapmaya gücü yetmediğine ve gönlü razı gelmediğine göre, oy oranının  yüzde 25 veya 30 olmasının bir anlamı yok.

Tek anlamı, sizin oylarınızla birkaç kişinin daha meclise girip ömür boyu maaşa bağlanması olacak o kadar.

Oysa seçmenin yukarıdaki tabloyu önüne alıp, kendisi için, yaşadığı ülke için ne istediğine karar vermesi lazım.

Bir siyasi partiye yıllardan beri “kerhen” oy verilip de ülkenin önünü tıkamasına zemin hazırlamak seçmen olarak en büyük günahımız ve bunun vebalini ne yazık ki en çok gelecek kuşaklar çekecek.

                                                               ***

Bülent Arınç, önceki gün yine çok güzel bir laf etmiş, “CHP’yi neden kapatsınlar? CHP zaten kapalı” diyor.

Bir ana muhalefet partisi düşünün ki, kendi içinde param parça, halkın güvenini kazanamamış, iktidarın da adeta maskarası haline gelmiş.

Tüm bunlara ek olarak oylarını birkaç puan artırmak için Ali Taran’ın seçim kampanyasından medet uman bir genel başkan.

Oylar bir-iki puan artmalı ki Kılıçdaroğlu yerinde kalabilsin!

Yazık ki ne yazık!

Seçmenin artık bu kepazeliğe dur demesi lazım.

                                                               ***

Türkiye’de AKP’ya karşı olup da kendisini sosyal demokrat ve solcu alarak tanımlayan, demokrasi özlemi olan herkesin HDP’yi alabileceği en yüksek oyla meclise taşıma sorumluluğu ve zorunluluğunun olduğu bir dönemdeyiz. Meclise 120 yerine 140 CHP milletvekilinin girmesi, şu anda içinde bulunduğumuz  rahatsızlıkları gidermek bir yana sıkıntılarımızın daha da artmasına neden olacak. Ancak Meclise girecek 70-80 HDP milletvekili ile Türkiye’nin kaderi değişecek.

Eğer, siz de  Türkiye’nin geleceği ve demokrasi açısından kaygı taşıyanlardansanız” HDP’nin meclise taşınmasından başka yolu yok bilesiniz.

Türkiye’nin kader seçimi…