KARGA

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Her önemli insanın birçok konuda fikirlerine baş vurduğu danışmanları olduğu bir hakikattir. Bir insan her konuyu mükemmel bildiğine inanmam. Bir insan bir konuda belki üç konuda bilgi sahi olabilir. Hatta gelişen dünyada her gün olmasa da zamanla bilgilerin güncellenmesi gereklidir. Bilgisayarlar bile kullanım zamanı içinde bir çok kerre güncellenmesi gerekmektedir. Kullandığımız telefonlar bile, bir sene içinde yeni tür yazılımlarla güncellemesi mümkün olmaktadır.

Bazı konuları güncellemek kabil olmamasına rağmen, gelişen dünyada tekamül eden bilimle bildiklerimizi yenilemek, bilmediğimiz konuları öğrenmemiz kendi yaşamımızı kolaylaştırma adına gereklidir.  Ben ilime inanan bir insanım. İnsaoğlunun yaşamı sürecince hayatı kolaylaştırma adına bilim ve bilginin dışında yaşam sürmesi mümkün görünmemektedir. Artık her konunun bilimle yönetildiği bir dünyada, bilim dışı yaşamanın kolay olmadığı muhakkak.

Basit bir iş olarak gördüğümüz pazar yerlerinde çalışan insanlarımız sebze ve meyvayı tarttıkları elekronik teraziler, tartım sırasında  girilen kilo değerine göre ederini anında müşterinin gözü önüne koymakta.  Bu basit işlemden hareketle uçak yolculuğu sonunda bagaj etiketlerini okuyan lazer okuyucuları bavulların hangi bankodan sahiplerine ulaştıracağını seçip hatasız servis  yapmaktadır. Bir uçağın uçması, binlerce uçağın gökyüzünde kendi rotaları içinde yol alması inanılmaz bir teknolojiyi gerektirmektedir. 

Bir ülkenin ekonomisi bir evin ekonomisine benzemese de birbirlerine benzer yanları bardır. Biri mikro düzeyde diğeri ise makro düzeyde çalışır. Makro düzeyde çalışan bir ekonomide bir çok enstrüman bulunur. Bu enstrümanları doğru zamanda ve doğru sırada kullanmak gereklidir. Yanlış yerde ve yanlış zamanda bu enstrümanları kullanırsanız bir evin batağa düşmesi,  bir şirketin iflasın eşiğine gelmesi gibi olur. Hani amiyane bir tabir vardır, ‘’ Uçkur çıkmışsa kısmetten peşkir dokuz yerden çözülür’’ derler, işte öyle bir şey olur.

Bir çok ekonomi tahsil etmiş insanların bile enflasyona bağlı faiz ve döviz kurları arasındaki yumuşak dalga ve dengelemelerin sağlanmasında, hangi konuda hangi sıra ile işlem yapılacağını bilmemesi doğaldır. Kaldı ki bu konularda hiç eğitim görmemiş yetkili kişilerin, olur olmaz yerde fikir beyan etmesi, yabancı yatırımcıları ülkeden kaçırmaya yetmekte. Sadece kaçırmaya kalmamakta, yeni yatırımcıları da bu ülkeye gelmekten vazgeçirmekte. Kaçan yatırımcılar sıcak paralarını döviz olarak toparladığı zaman, yabancı para birimi değeri yükselmeye başlamakta. Bir kere bu sistem içine endişe girdi mi, bu endişeyi ortadan kaldırmanız zor olmakta.

Güven  ve itimat bir kere sarsılmışsa bunu geri kazanmak pek kolay olmaz. Aylardır İstanbul’da yapılması planlanan üçüncü Atatürk Hava Limanı için yurt dışında bir yandan SerVekil, diğer yandan Cumhur çalmadıkları kapı bırakmadılar. Kimse Türkiye’de siyasetin bulaşabileceği Bağımlı Merkez Bankası ve keyfi Para Politikalarına güvenip bu ülkede ciddi yatırım yapmayı düşünmez.

Bir taraftan polis devleti için hazırlanan güvenlik yasa taslağı adı altında faşist anayasa alt yapı kanunu ve bu çarpık hukukun topluma dayatılmasına isyan eden yurdum insanları, sonunda yasanın komisyona gönderilmesinde muvaffak oldular. Diğer taraftan her gün ekranlarda güncel kalmak adına olur olmaz konuşan bir Cumhur, son günlerde Merkez Bankası Başkanı’nı yıpratıp kendi elemanı olan Tom Mix yüzlü ekonomi danışmanını bu kurumun başına geçirmeyi düşleyen bir Saraylı, ne birinde ne de diğerinde başaramadı, Para İdaresi konusunda Sarayda ihanetle suçladıklarından ders aldılar. Ne günlere kaldık.

Dedim ya okumayı, öğrenmeyi, araştırmayı sevmeyen ve hangi okuldan mezun olduğu bilinmeyen bir Cumhurun eğer kılavuzu Karga olursa, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

KARGA