Seçim endişesi…
Bundan bir süre öncesinden beri, arkadaşlarım “Tayyip Erdoğan, bu seçimin ekseriyetle kazanılmasından endişeye kapılırsa, ülkeyi savaşa sürükler” deyip durdukça, “Yok canım daha neler? AKP ülkeyi savaşa sürüklerse kendisi ne olacak? O kadar da değil yani” diye şiddetle itiraz ediyordum.
Ancak Ağrı’da meydana gelen olayları izleyip, okuyunca dile getirilen endişelerin hiç de yersiz olmadığını düşünmeye başladım.
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın, Ağrı’daki çatışmada yaralanan askerleri HDP’lilerin kurtardığını söylerken, “Dün Ağrı’da bir çatışma değil, sahnesi önceden planlanmış, önceden provası yapılmış, sahte bir kurgu operasyon vardı ve orada mümkün olduğunca fazla cenaze çıkarmaya çalıştılar” şeklindeki sözleri, kaygıları adeta teyid etti.
Seçim endişesi…
Son zamanlarda o kadar çok insan “Türkiye bu seçimi salimen atlatabilecek mi?” diye endişesini dile getirmeye başladı ki!
“HDP barajı aşarsa, MHP oylarını artırırsa AKP ekseriyetle tek başına iktidar şansını kaybederse, iktidarı bırakıp gitmez, gidemez. Zira ortada çok büyük yolsuzluklar var. Bunların hepsi yargıya intikal ederse çoğu içeri girer. O nedenle bunlar iktidarı kolay kolay bırakmayacaklar.”
Peki ne olacak?
Vallahi ne olacağı meçhul, ortalığı karıştıracaklar, gerginlik yaratacaklar, hatta savaş bile çıkaracaklar.
Önceki gün Celal Başlangıç da aynı yönde endişelerini dile getirdiği yazısında sandıklara sahip olmanın önemine dikkat çekip, seçim sırasında insanların birbiriyle haberleşip, organize olmalarını önlemek için sosyal medyanın bile susturulabileceği iddiasını ortaya atarken, “AKP iktidarı bırakmaya hazır mı” diye sorarak endişesini dile getiriyordu.
***
Demokrasi, siyasi iktidarların seçimle iş başına geldiği değil, seçimle gittiği rejim olarak tanımlanır.
Seçime iki ay kala, yaşanan olaylar ve insanları saran bu endişe hoş değil.
Selahattin Demirtaş, dün Ağrı’da yaşananlarla ilgili açıklamasında, “Ağrı’da bir çatışma değil, sahnesi önceden planlanmış, önceden provası yapılmış, sahte bir kurgu operasyon vardı ve orada mümkün olduğunca fazla cenaze çıkarmaya çalıştılar. 15 askeri çatışma bölgesinde bırakıp terk ettiler. Bunlardan 8’i yaralıydı. Yaralı askerleri çatışma bölgesinde bırakıp geri çekildiler. Neden? Orada o askerler yaşamını yitirsin ve ülkede AKP’nin oyları tavan yapsın diye. Ne oldu peki? HDP’li arkadaşlarımız çatışma bölgesine giderek HDP’li yönetici arkadaşlarımız yaralı askerleri kendi elleriyle alıp çıkarttılar.”
Akıl alır gibi değil, ama ne yazık ki her bir kelimesi doğru.
***
Demirtaş, “Genelkurmay’da bu sahte provokasyon operasyonunu düzenleyenler bunun hesabını halka vermelidir” dedikten sonra, “Bizim arkadaşlarımız orada cenaze çıkmasın diye yaralı askerleri almaya gittiğinde helikopterden ateş açtılar. İlçe eski başkanımızı şehit ettiler, HDP’li arkadaşımızı ve PKK gerillasını açtıkları ateşle öldürdüler. Bunlar işte Türkiye halkına başka şekilde anlatılıyor. Bunlar HDP’yi kötülemek için ellerinden geleni yapacaklar. Çatışma bölgesinde askerler var, helikopter yaralıları almak yerine yukardan ateş açıyor” uyarısında bulundu.
Olayı izlerken, dinlerken ürperiyor insan. Seçim kazanmak uğruna kendi askerini yaralı bırak git, kurtarmaya gidenlerin de üzerine ateş aç.
Bunun nasıl bir gerekçesi ve açıklaması olacak?
***
Ortada gerçekten de gözü dönmüşcesine bir iktidar hırsı varsa ve bu hırs öldürmeyi göze alabiliyorsa, insanlar korkmakta da endişelenmekte de haklılar galiba.