Ah Eskiler… Vah yeniler…
Kime sorsanız “-23 Nisan bayramını kutladık mı?” diye alacağınız yanıt hiç kuşkusuz “evet!..” olacaktır.
Kimilerine de sorarsanız; “-Ne zamandı? Kutlandı mı?” diye kuşku dolu bir yanıt vereceklerinden eminim.
Yanlış bir ülkede mi yaşıyorum acaba?
Benim çocukluk, gençlik ve olgunluk yaşlarımda ulusal bayram günleri çok farklı heyecanlarla, tüm insanların katılımıyla, büyük coşkularla kutlanırdı.
Bir büyük şöleni kalplerindeki ülke ve ulus sevgisiyle bir gün öncesinin ikindi vakti davullu-zurnalı-kemençeli coşkularla kutlamaya başlayanlar, devam eden gece ve bayram gününü sınav verircesine neş’eli yaşarlardı, köylü ve kentli olarak.
Bu eğlenenler çocuklar değil, halktı.
O heyecanı, o coşkuyu unuttuk, gitti…
Ne oldu bize böyle? “Sütü dökmüş kedi” ürkekliğiyle bayramları uzaktan seyrediyoruz. Bir suç işlemiş olmanın halini yaşıyoruz.
Korkuyoruz.
Sahiplenemiyoruz.
Uzak duruyoruz.
Gerçekten soruyorum: Bir ulusun heyecanı bu kadar mı söner?
Nereye gidiyoruz böyle?
Benim çocukluğumda “Eskiyi unut, yeni yolu tut” diye öğüt veriliyordu. Her “yeni”yi sahipleniyor/benimsiyor ülkü ediniyorduk çocuğuyla, genciyle, ihtiyarıyla, kadını ve de erkeğiyle…
Şimdi ne oldu?
Görüyor ve biliyorum, öfkenizi içinize atıp dudak ucuyla gülümseyip, “Biliyorsun da bize niye soruyorsun?” diyenleriniz var.
Tabii ki, “O eskidendi…” diyenleriniz de…
***********
Ulusları geleceğe yönelik tutkuları, ulusal heyecanları ayakta tutar ve yaşatır.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 100. Yıldönümünü 5 yıl sonra 2020’de, Cumhuriyet’in 100. yaşını 8 yıl sonra 2023’te kutlayacağız, kağıt üzerindeki hesaplara göre…
Eğer, o tarihlere değin bir ulusal heyecan, bir ulusal ülkümüz kalırsa tabii ki…
Hani, nerede o eskiden ulusça bir bütünlükle yaşanan bayramlar?
Haa… Onlar eskidi, mezara gömdük öyle mi?
-Ah eskiler… Vah yeniler…