Seçmen Hiç Bir Şey Bilmiyor, Öyle mi?
Ozan Yunus Emre, bir şiirinde; “Çıkmış İslam bülbülleri/Öter Allah deyudeyu…” diyor.
Şimdilerde güçlü hoparlörleriyle sahne-i siyasette zuhur eden parti propaganda taşıtları, haykırırcasına övünüp kulaklarımızın zarını zımparalıyorlar.
Çekilir gibi değil…
Bu tür propaganda yapmak hangi aklın işi acaba?
Saygısız olduğu kadar ilkel de…
Ne yazık ki, bizde siyaset piyasası böyle kurulmuş bir kere. Birisi, bir partili çıkıp da “- Yahu, bu ne rezalet, hoparlörle bağırıp-çağırmakla oy istemek doğru mu?” demiyor/diyemiyor.
Sanki millet/seçmen hiç bir şey bilmiyor!
Partiler - akıllarınca- seçmenlere “yol göstericilik” yaptığı için gelebildiğimiz nokta ortada…
****
Bizim bir türkümüz var: “Ham meyveyi kopardılar dalından…” diye.
Ham meyveyi dalından koparırsanız yenir mi?
Yenmez elbet…
Önceleri ve şimdi partilerin kimi adaylarını görünce “ham meyve…” türküsünü anımsarım her seferinde.
Eş-dost, ayırma-kayırma havaları ve de sevdalanmalarının sonucudur bu. Ne yaparsın ki; “Böyle gelmiş böyle gider.”
Sonra da “Ya bu yayıktan niye yağ çıkmadı?” diye hayıflanmalar/pişmanlıklar/üzüntüler.
****
Bu da geçer mi? Tabii ki geçer…
Her şey zamanla öğrenilir.
Ama, zaman kaybedilirveee… Yurttaşa hizmet hep rötarlı gelir, dert etmezseniz tabii ki…
Birikim… Deneyim… Kariyer… Uzmanlık…
İsterseniz, Diyojen sabrıyla arayınız…
Bunlar eğitimle edinilen, yaşamakla kazanılan erdemler/birikimler.
Ama, şimdi gel de dert anlat…
“Seçimi kazanayım” ilkel ve de “siyasal sevdalanma”sıdır bu renkleri oturmamış manzaranın/tablonun…
Bu günkü anlamsız siyasal çekişmelerin sonucunda; seçimi parti değil, seçmen, dahası ülke kazanmalı.
Ben öyle arzuluyorum.