Trafik Sorunu Karşısında Çaresiz miyiz?
Trafik sorunu yaşamayan kaç kentimiz var? Ülkemizde her geçen günle taşıt sayısı artıyor. Bunu garipsemiyorum. Çünkü, artan ve artması teşvik edilen nüfus sonucu elbette taşıt sayısı da artacak…
Nüfus da, taşıt sayısı da birbiriyle doğru orantılı…
Sorun; trafiğe çıkan taşıt sayısı değil. Sorun, kent merkezlerinde yaşanan trafik akışının düzensizliği, yoğunluğu ve yarattığı huzursuzluk/tıkanıklık… Dolayısıyla da yarattığı yaşamsal tehlike…
Otopark sorununu çözüme kavuşturmuş, böyle bir sorun yaşamayan kaç il ya da ilçemiz var? Başka bir ifade ile cadde ve sokaklarında yaya kaldırımlarında taşıt park edilmeyen kent varsa lütfen bana yazar mısınız?
Yerel yönetimler, içinden çıkılmaz bir durum kazanan “otopark sorunu” için “ipin ucunu kaçırmış” konumunda bulunuyor. Ne denli ince düşünüp çözüm konusunda çare üretseler, sonuçta artan taşıt sayısı karşısında “Böyle gelmiş, böyle gider” inancı var olan sorunun çözümünü zamana bırakıyor.
Zaman durduk yerde nasıl çözüm üretecek? O da ayrı bir sorun bizim için…
Geçen yıl çıkan yasayla bu yılın Mart ayında kimi illerimizde “Büyükşehir” pardon “Büyüksorun” uygulaması başladı. Biliyorum, hemen “muhalif yaftası” takacaklar ama yazıp görevimi yapmak durumundayım. Gazetecilik görevimin gereği de zaten bu…
***
Emniyet Müdürlüğü Trafik ekibine mensup polis memurlarına soruyorum: “Kent içindeki şu trafik kargaşasına/kaosuna ne dersiniz?” diye… Onlar yerel yönetimden sorumlu belediye örgütünü gösteriyor. İl merkezlerinde pek yaşanmıyor ama kimi “ ilçelerde trafik akışı bir kurala bağlanmadığı için” kimi sürücüler caddeleri/sokakları otoparka dönüştürüyor. Meydanlar ise tam bir oto galeri durumunda… Böylece yaratılan yaşamsal tehlike ise en önemlisi…
Bu durum, hiçbir kural konulmamış, hiç bir önlem alınmamış haliyle “Büyükşehir garabeti”nın kuralsızsızlığı/sahipsizliği olarak ilçelerde yaşanıyor. Trafik akışını düzene kavuşturmamış, kurallar koymamış “Trafik Komisyonları”nın varlığı ne anlama geliyor? Tabii ki bu sorunun muhatabı kent/kasaba sakinleri değil elbet.
Şimdi ilgililere buradan bir anımsatma yapmak istiyorum. Kimi ilçelerde yaşanan trafik anaşisi, trafik başı boşluğuna/keyfiliğine çözüm getirecek olan “Trafik Komisyonu Üyeleri”, lütfen bana söyler misiniz? Görev alanınızda trafiği düzenleme görevinizi “Böyle gelmiş, böyle gider” anlayışından kurtarmazsanız yarın bu karmaşadan doğan ölümlü bir kazada nasıl rahatlık duyarsınız? Dahası da var: Böyle bir zorunlu düzenlemeyi yapmamakla şikayet edilir ve mahkemeye çıkarılırsanız, nasıl bir savuma yapacaksınız? Doğrusu merak ediyorum.
***
Köyler den kentlere yönelik nüfus akımı “Toplu Konut” uygulamaları ve teşvikleriyle hız ve boyut kazanarak artıyor. Taşıt sayısı da öyle… Bu gidişle istatistiki rakamları görüp artan taşıt sayısıyla anlamsızca göğüs kabartacağız. En kötüsü de; bu övünç! tablosunda yerli bir taşıt markamızın bulunmayışı olacak, trafik sorunlarını da hep artarak yaşayacağız.
Bu manzara önünde “İmdaat!..” diyerek kişisel görevimi yapıyorum. Gerisi ilgililerin bileceği iş…