Ooolum, Onnar Gece Yapcekler…
“- Oohoooo!.. Kalk len, ööğleen oldu. Kalk!.. “dedi öfkeyle Kuşkonmaz Şevket oda arkadaşına…
Çok Atan Partisi (ÇAP)’nin ilçede yapacağı miting için bir gün önceden gelip otelde kalmışlardı. Arkadaşı Kötfe Tahsin akşam içkiyi fazla kaçırdığı için sızıp kalmıştı. Kuşkonmaz, kalkacak yerde “Hıııı…Auguaa!.. “ mırıltıları çıkarıp yorganı tekrar kafasına çeken Köfte’ye daha sert davranıp: “- Ulenbiliyon şu zıkkımı içtin mi hepten kendini veriyon. Kalk lan!..” dedi ve üzerindeki yorganı çekip aldı.
Kötfe Tahsin ne yapacağının şaşkınlığı içinde yataktan doğruldu, gözlerini oğuştururken akşamdan kalmanın sarhoşlukğuyla; “-Lenoolum, sende hıçk… Lenoolum sende hiç insaf yok hıçk mu?” deyip kafasını yastığa koyunca Kuşkonmaz Şevket bu kez sert yumruğunu omuzuna indirdi. O zaman kendine gelebilen Köfte Tahsin, “-Ne oluyolen!.. Ne vuruyon? Gariban mı buldun he?” deyip üzerini giyinmeye başladığında arkadaşı Kuşkunmaz Çok Atan Partisi’nin mitingini hatırlattı arkadaşına:
“- Bak, oolum bu fırsatı da kaçırısek hepten ayvayı yerük ha… Kövden arabamızı tutmuşla, cebimize harçlığımızdan da çog para koymuşla… Eger parti başkanı bizi mitingtegörmeyincessooranaparızlen?” diyerek derdini anlattı. Köfte Tahsin üzerini giymişti ki aklına geleni hemen söyemeyi yeğledi:
“- He len… Sonrama ayvayı iyicene yeriz… Kim bakar yüzümüze he? Köv yolumuzu betonlama yapçekler. Kövün suyunu da yapceklerini mıktara söölemişler. Bir de kövde meyva bahçesi mi ne kurcekler. Biliyon mıktar da habire ‘-Len beni mahçup edeni kövden kovarım’ deyyo. Onun içün ÇAP mitinginde boy gösterek ki yarın, öbügün başımız derde girmeye…” Köfte bitirir bitirmez Kuşkonmaz Şevket içindeki şeytanı kusarcasına anlatmaya başladı:
“- Lenoolum, has deyyon emme laf aramızda öbür partiler de fena demeyolar valla… Biri deyo ki; ‘askeri ücreti 10 bin yapcem …’ Öbürleri daha az vereyolar. Askerde bilem 10 bin lira len az mı ki?”
“- Ooolum, o asker ücreti deel, ‘asgari ücret’ oolum. Sen kafayı hepten yedin gali.”
“- Oyle mii? Denese ki daha eyi… Hepten düzlüğe çıkceez…”
“- Çıkcez de, lenooğlum, aaşam gelsin biböyük, gelsin biböyük deyip ipın uçunu kaçiran ben deelim, herhalde… Şincikna’sıkövegitcez? Cepler hepten şinanay…
Kalktılar, aceleyle otelin alt katındaki lokanta bölümünde kahvaltı yaptılar. “-Len böyle kahvealtı mı olur ki? Mıncık, mıncık peynir, ireçel, ekmek…” dedi Kuşkonmaz, sonra saatine baktı: “-Abooov… Lenmüting saati geldi, ne duruyoz?” deyip otelden dişarı attılar kendilerini. Soluk soluğa geldikleri miting alanında ÇOP Genel Başkanı her zaman ki gibi vaadlerini birbiri ardına yağdırıyor, karşı partilerin seçmeni kandırmak istediğinden söz ediyordu: Kuşkonmaz Şevket, can kulağıyla dinleyen Köfte Tahsin’i dürttü:
“- Lenoolum bak, parti başkanı dedüğünbööleoluur. Görüyon işte…” dedi. Köfte bir süre sustu, sonra merakla sordu Kuşkonmaz’a:
“- Lenbunnar, bize 10 bin gaymevericekler… Hoş, güzel de… Kendüleri ne alcekler, söölemiyolarheç…” Bu soru karşısında Kuşkonmaz Şevket bir süre ne diyeceğini düşündü. Sonra:
“- Çüüşşş!.. deyip sustu. Köfte Tahsin, bir şey anlamamıştı. Sorusunu yinelemek durumunda kaldı:
“- Saadıç, bunnar bize 10 bin gaymevericekleer. Peküm, kendüleri ne alcekleer?
“- Oolum ne odun kafalıyın sen. Ööle şeyleri buralarda konuşcek kadar salak mı onnar? “ dedi Kuşkonmaz.
Konu tam açıklığa kavuşmamış, Köfte Tahsin tekrar soracaktı ki, onların konuştuklarını dinleyen komşu köyden Salkım Temel , “- Saadıçlar, ben biliyom… Bunlar 10 bin gaymevericeez deyip, Angara’yagittükleründe kimse duymasundeyün gece sabaha karşı kendülerüne zam yapçekler” deyip konuyu kapattı.