Üçün Biri
Bu ülkede Sakıp Sabancı ismi ile çok renkli bir sima yaşadı ve hayatının büyük bir bölümünü ülke hayrına işler yapmakla geçirdi bu mümtaz şahsiyet. Sanayi yatırımlarında önde gelen isimlerden bir kurumdu Sabancı kuruluşları. Özdemir Sabancı ise bu ailenin en küçüğü ve iyi tahsil görmüş biriydi. Özdemir Sabancı ile aynı dönemde Tarsus Amerikan Kolejinde okurken tanışmam, benim için önemli bir değerdi. Daha sonraları Sasa firmasının genel müdürlüğünü yürütürken bir kaç kez kendisini ziyaret etmiştim. Az konuşan çok iyi dinleyen bir yapısı vardı. Bir suikaste kurban gittiğinde çok üzülmüştüm. Özdemir Sabancı için Sabancı kulelerinde yapılan bir anma töreninde hazır bulunup yad etmiştim.
Sakıp Ağa adı ile anılan Sakıp Sabancı ise ailenin en büyüğü olarak Özdemir’in aksine çok konuşkan, nüktedan ve ince espri anlayışına sahip bir kişiliği vardı. Rahmetli Sakıp Ağa ile iki yolculukta Devrin Başbakanı Turgut Özal’ın iş dünyası ordusu ile beraber seyahat etmiştik. Hele bir seferinde Tahran’a yapılan çıkartmada Şeriton Otelinde akşam muhabbetlerinin baş konuşmacısı Rahmetli Sakıp Sabancı olurdu. Konudan konuya atlar, mutlaka bir kaç fıkrayı, yaşanmış hayata uygulayarak anlatması, etrafını çevreliyen insanlara doyulmaz dakikalar yaşatırdı. Onuda erken kaybettiğimize çok üzülmüştüm.
Yine Sakıp Ağa nın büstünün Sabancı kulelerinde mümtaz bir yere, ölümünün bir seneyi devriyesinde konulduğunda yapılan törene iştirak etmiş, hem Özdemir’i hemde Sakıp Ağayı anmıştım. Sakıp Bey siyaset konusunda toplum içinde pek söz söylemezdi. Siyasi kararları ekonomi yönünden değerlendirirdi. Ülkenin kalkınması onun için çok önemli idi. Hele bu kalkınmayı öyle bir tarif ederdi ki, ağzımız açık kalırdı. Ülkenin zenginleşmesi onun için önemli idi. Ülke kalkındığı zaman daha fazla sanayi dalları ve bununla beraber daha çok iş imkanı olur diye etrafında bulunan herkesi teşvik ederdi. Bu konuları anlattığı zaman sol elinin yumruğunu sıkar, hafif yukarıya kaldırarak, “Böylelikle güçlü Türkiye yi tesis ederiz” diye konuşurdu. Her seferinde sanayi hamlesinden bahsederdi. Ağır sanayi hamlelerindeki engin görüşüne hep hayran kalmışımdır. Yatırım ve sanayi kuruluşlarının genişlemesi Çukurova’yı tarımsal yöre olmaktan çıkarıp, sanayi bölgeleri oluşturularak, büyük fabrikaların kurulmasını gördüğümüzde, Çukurova’nın sebze ve meyve ambarı niteliğini yitirmesine üzülerek şahit olmuştuk. Ancak buna Sakıp Ağa bir kilo pamuk fiyatı ile bir kilo sanayi ürünü fiyatını karşılaştırmasında, kendisine yerden göğe kadar hak vermekteydik.
Bazen siyasilerin üzerinde tartışılmadan çıkardıkları kanunlara itirazını nezaket çerçevesinde ortaya koyardı. 10 Nisan 2004 tarihinde vefatına kadar ülkemiz menfaatine yapmış olduğu sayısız güzellikleri toplumun bildiğini düşünmekteyim. Ölümünden bir kaç sene evvel Ekonomi Bakanının da bulunduğu bir toplantıda yapmış olduğu çıkışını hala hatırlamaktayım. Ekonomi Bakanına toplumun fakirleştiğini vuguluyarak şu çok konuşulan cümleyi sarf etmişti:
“Elimizde ne kaldı, üçün biri” diyerek hükümete ince çizgide bir ikaz yaptığını bugün gibi hatırlarım.
O günden bu güne pek fazla bir şeyin değiştiğini düşünmemekteyim, bugün hala daha da yoksullaşan halkın, sadece elinden giden maddi varlığı değil, aynı zamanda aklı da fakirleşmekte diye bir sözüm geldi söyledim, hem nalına hem mıhına.