TEPELER

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

İstanbul’un, tarihi 7 tepe üzerinde kurulduğu söylenir. Bugün bu yedi tepeyi ismen bilen çok kişi olduğunu sanmıyorum. Topkapı Sarayı’nın bulunduğu yer, bu tepelerin bir tanesidir. Çemberlitaş’ın bulunduğu yer ikinci tepe olarak geçmektedir. Beyazıt Meydanı da bir başka tepe olarak bilinir. Fatih Cami’nin bulunduğu yer de tarihçiler tarafından kabul edilen bir tepedir. Diğer bir tepe, Yavuz Selim Camii’nin bulunduğu tepe, 5’inci tepe olarak kayda geçmektedir. Surların hemen içinde Kocamustafapaşa semtinin bulunduğu yer 6’ıncı tepedir.  Edirnekapı mezarlığına yakın bir yerde bulunan ve Mimar Sinan tarafından icazet alınmadan inşaa edilen ve izdivacına talip olduğu Mihrimah Sultan adını verdiği Camii nin bulunduğu tepe 7’inci tepedir.

Mihrimah Sultan Camii, mimari bakımından ilginç özelliklere sahiptir. Tek kubbe çapı 20 metre ve sütunlardan ziyade kemerlerin üzerine oturtulmuş, yüksekliği 37 metre olarak tasarlanmış ender bir yapısı vardır. Bu camiin tek bir minaresi bulunmaktadır. Camii 1562 yılında inşaa edilmeye başlanmış, 1565 senesinde, 3 yılda tamamlanmış ve camii ibadete açılmıştır. Bu güzel camii içini ışıl ışıl aydınlatan 161 penceresi bulunur.

Rivayet odur ki bu caminin ibadete açıldığı 21 Mart tarihi Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür, o gün, gün batımında caminin minaresinden Üsküdar2a bakıldığında, Üsküdar’daki Mihrimah Sultan Camii’nin iki minaresinin arasından dolunay çıkar, derler.  İşte bu tepe o kadar yüksek  bir tepedir.  Bu rivayetin doğru olup olmadığı araştırdığımda elde ettiğim neticede hayallerim yıkılmıştı.

Edirnekapı’da bulunan bu camiinin  2002 yılında başlayan restorasyon çalışmaları bugün hala sürmektedir.  İstanbul’daki çarpık yapılaşmadan ötürü bu camiin minaresinden bugün Üsküdar görülmemektedir. Geçtiğimiz son asırda İstanbul, daha başka bir çok tepe ile anılmaya başlanmıştır. Çamlıca Tepesi, Gayrettepe, gibi başka semtlerin tepeleri mevcuttur.   

Ankara ise bu kadar şanslı değildir. Ankara’da bir kaç tepe üzerine kurulmuş, tarihi Romalılar’a dayanan bir şehir olması nedeniyle, bir kalesi ve kalenin bulunduğu bir tepesi vardır. Kimileri buraya Timurlenk Tepesi der, kimileri ise Hıdırlık Tepesi adı ile anar.  Hacettepe Ankara’nın bir tepesidir, amma daha çok semt olarak anılır. Samanpazarı civarında eski Ankara’nın bir Esentepesi bulunmaktaydı ve yaz günlerinde şehirde yaşayan insanlar bu tepede bulunan çay bahçesinde serinlemeye gelirdi. Beytepe ise Ankara’da bulunan önemli bir üniversitenin yerleşim yeridir. 

Çankaya, Ankara’nın bir başka tepesidir. Bu tepe Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli bir tepesidir. Kurtuluş savaşı sürecinde bu tepede tarih yazıldığını bilmekteyiz. 1065 rakımlı tepe olarak bilinen Cumhurbaşkanlığı Köşkü, bir döneme imza atmış bir mekandır.  Bu mekandan ülkeye yön veren 11 Cumhurbaşkanı, ülke yararına yapılan işleri izlemiş, Anayasa’nın verdiği görevleri icra etmişlerdir. Cumhurbaşkanları Devletin Başkanı olarak ülkedeki gelişmeleri izlemesini, vatandaşın takip ettiğini düşünmekteyim.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bugüne kadar geçen yaklaşık bir asır boyunca hiçbir dönemde, bu rakımlı tepeden hiçbir Devlet Başkanı’nın meydanlara inip bir partinin seçilmesi için, diğer partiler aleyhine propoganda yapmadığını hatırlamaktayım.

Bu değerlendirme sonucunda vatandaşın seçimlerde verdiği oylarla, devletin başına bir ders verdiğini de düşünmekteyim. Cumhur’un 1065 rakımlı tepeye çıkmayarak, BEŞTEPE adı ile anılan 30 bin metrekare arazi üzerinde  yaptırdığı 1000 odalı mekan, aslında Ankara’nın tepeleri içinde yer almayan 900 rakımlı bir yer olarak siyasi tarihimiz içinde, gelecek dönemlerde sıkca söz edilecek bir TEPE olarak anılacaktır diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

 

 

 

TEPELER