Kılıçdaroğlu ve Bahçeli birlikte Davutoğlu’nun kapısını çalmalı…
Suruç’taki terör olayına dışarıdan bakıp dün, bugün ve yarın için yorum yapabiliyor muyuz? Yapabiliyorsak mesele/sorun yok. Mutlaka gerçeği görür olmamız gerekir.
O halde soralım: Terör ısınma hareketlerine mi başladı ülkemizde? Bu soruya “evet” ya da “hayır” deseniz de; sonuçta terörün ülkemizde bir yoklama yaptığı, “gözdağı vermek” istediği ortada… Bunun “lâm’ı, Cim’i yok!”
O zaman alınacak önlem/ler paketi için sadece iktidar partisinin değil, diğerlerinin de TC’ye yönelik her tehdide -futbol deyimiyle- ortak kafa uzatıp birliktelik sergilemek dönemindeyiz şimdi.
Peki, bu nasıl olacak?
Hemen, şimdi, hiç vakit kaybetmeden hükümet kurulmalı…
“Amaaan, sen de ahkâm kesme, lâfı ağzında geveleme… Kim istemez hükümetin kurulmasını?”derseniz yanılıyorsunuz. Görmüyor musunuz, tekrar seçim yapılmak istendiğini?
Terör gelip kapıyı çalıyor, biz hükümeti kurma konusunda “Bana mısın?” demiyoruz. Derdimiz yeni seçim…
Belki güleceksiniz, ama ben bu sütundan/köşeden Sayın Kılıçdaroğlu’na ve Sayın Bahçeli’ye samimi bir çağrıda bulunmak istiyorum:
Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli, sizlerin “muhalefetteyim” anlayışını sahiplenerek olduğu yerden kıpırdamamak gibi bir lüksünüz olduğuna inanmıyorum. Sizi, ikinizi tarihi bir görev bekliyor. Eğer bunu yaparsanız, biliniz ki güzel ülkemizin ufuklarında kara bulutlar görünmesini/belirmesini isteyenlerin bu hain emelleri kursaklarına kalacak. Artık bunu iyi biliniz.
Ne mi yapacaksınız? Allah aşkına siz, ikiniz Cumhurbaşkanlığı seçiminde birlikte düşünüp, birlikte hareket ettiniz değil mi? Peki, şimdi aynı eylemi hükümeti kurma konusunda niçin yinelemiyorsunuz? Benimkisi biraz ukalaca olacak ama, siz sayın Kılıçdaroğlu, siz sayın Bahçeli elele verip; hükümeti kurma görevini alan sayın Davutoğlu’nun kapısını tıklatıp;
“- Günaydıııın! Sabah-ı şerifleriniz hayrolsun. Biz geldiiik… Üçümüz hükümeti birlikte kuracağız.” Niçin demiyorsunuz?
Biliyorum, kimi okurum dudak büküp, “Bu çıkmaz sokağa girmek olmaz mı?” yorumunu yapıyor hemen. Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli hiçbir ön koşul ortaya koymadan “Üçlü Ulusal Koalisyon” kurmayı Sayın Davutoğlu’na önersinler bakalım, ne olacak? Aklınıza iç-dış hangi oyun gelirse gelsin bozulmayacağını mı sanıyorsunuz?
Hem, Sayın Kılıçdaroğlu olsun, hem Bahçeli olsun, yaşanan yolsuzluklardan söz ediyorlar ya gelsinler yönetimin birer kanadı olsunlar, devlet çarkının sağlıklı işlemesine yeni bir ivme kazandırsınlar, yolsuzluklar da yapılmasın artık.
En azından “Zararın neresinden dönersen kârdır” derler ya en azından yeni-yeni yolsuzluk iddialarının önüne set çekilmiş olunmaz mı böylece?
“- Eski defterler” mi? Onlar her zaman açılır.