Cumhurbaşkanı istese bir günde biter!
Hiç kimse kendini aldatıp, yangına körükle gitmesin.
Bu gencecik çocukların şehit falan olduğu yok.
Hepsi çirkin bir savaşın talihsiz kurbanları oluyorlar o kadar.
Bugün bu ülkede yaşayan aklı başında herkes şunu çok iyi biliyor ki Cumhurbaşkanı Erdoğan istese, bu savaş şu anda sona erer.
Ama anlaşılan o ki en azından 1 Kasım’a kadar istemeyecek.
Bakacak, görecek 400 vekil çıkarabiliyor musunuz.
Çıkardınız ne ala! Çıkarmadınız siz bilirsiniz!
***
Dün baktım, Dağlıca’daki 16 şehit için bazı gazeteler simsiyah çıkmış.
Bu savaşı körüklemek, tırmandırmak, daha çok ölümle devam ettirmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürme kervanına basın da dahil olmuş.
Ülkeyi yönetenlerin bizi sürüklemeye çalıştığı karanlık ortama basın da uymuş.
Ölen kim olursa olsun, ölüm kimden gelirse gelsin kabul etmek ve affetmek ne mümkün!
Ama sorun simsiyah gazete çıkarmak veya “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diye kuru naralar atmakla çözümlenmiyor.
Basın eğer bir gücü varsa; onu karanlığa karanlık katarak değil, bu savaşa zemin hazırlayarak halkın biricik evlatlarını pisi pisine öldürenleri ifşa ederek kullanmalı.
Basının, asıl görevi budur…
***
Ne zaman ki 7 Haziran seçimleri yapıldı ve istenen sonuç alınamadı! Güneydoğu’da bombanın fitili ateşlendi.
Bugün Güneydoğu’da kelimenin tam anlamıyla bir savaş sürüyor. Sokağa çıkma yasakları, bombalar, ölümler, yaralanmalar…
Ama bunların binde birini yansıtamıyor medya. Bölgede haberleşmeyi önlemek amacıyla telefon şebekeleri çekmiyor… Savaş bölgesi adeta dünyaya kapatılmış. Batıda oturan insanlar bu savaştan bihaber.
Toplum yalnızca pis ve amacı belli(!) savaşa kurban edilen şehitlerden haberdar edilerek kutuplaştırılıp, ekilen düşmanlık tohumlarının tez elden dal budak sarmasına çalışılıyor.
Ve ne yazık ki alışkanlıklarımız olduğu üzde toplumun her kesimi bu tuzağa düşüp, savaşa kendi çapında katkıda bulunuyor.
***
Tahriklere kapılmadan, aldatmacalara kanmadan önce; 30 yıldan beri süren savaşta 32 bini Kürt 8 bine yakını polis, asker ve sivil olmak üzere 40 bin kişinin öldüğünü, bu savaşın galibinin olmadığını, bir 30 yıl daha sürse sonucun değişmeyeceğini unutmamak lazım.
AKP, 7 Haziran seçimleri öncesinden beri, İmralı’ya heyet gönderilmesini engelliyor. Çünkü İmralı’da çıkacak bir mesajın karşı tarafın silahları susturmasını sağlayabileceğini biliyor.
Ölen, öldürülen çocuklar, bu ülkenin en tepedeki yöneticilerinin umurunda bile değil.
Toplum her ölümle ayrı sarsılırken, bu ülkenin en üst makamlarındaki siyasetçilerin tüyü bile kıpırdamıyor.
***
Bu ülkenin savaşa kurban edilen gençlerine sahip çıkarken, siyasetçilerin ülke yararına olmayan planına alet olmamaya özen gösterip, çocuklarımızı aslında kimin öldürdüğünü çok iyi anlayarak gereğini yapmamız gerekiyor.
Şu anda hepimize düşen öncelikli görev bu.