Cizre’de neler oluyor?

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Cizre 8 gün boyunca aluka altındayken, biri 35 günlük bebek olmak üzere 21 kişi yaşamını yitirdi abluka sırasında.

Cenazelerin 16’sı dün toprağa verildi. Ancak akşam saatlerinde Cizre’de yeniden sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

İlçenin fotoğraflarına baktım. Sanki savaştan çıkmış gibi

Bundan üç yıl önce biri vardı, komşu ülkenin liderini eleştiriyordu: “Halkının üzerine silah sıkan diktatör” diye yerden yere vuruyordu onu.

Fotoğraflara bakarken nedense aklıma o sözler geldi.

                                               ***

Bir gazeteci arkadaşımız var Cizre’de… Geçen hafta epeyce bir aradık, Cizre’de neler yaşandığını birinci ağızdan dinlemek için. Telefonuna ulaşılamıyordu. Sosyal medyada paylaşılan bilgiler de cep telefonuna ulaşımın engellendiği yönündeydi zaten.

Ancak geçtiğimiz cuma günü, ögle saatlerinde arkadaşımız telefonumuza yanıt verdi ve Cizre’de olanları anlattı.

Dehşet içerisinde dinledik.

                                               ***

Kentte bir tane bile gerilla yok. Ablukaya karşı, Cizre halkı tek başına direniyor. 8 günden beri elektrikler kesik, sular akmıyor. Polis ve özel tim ekipleri, elektiği kesmek için trafoları patlatıyor” dedi arkadaşımız.

Cizre 150 bin nüfuslu, tıpkı bizim Nizip kadar bir ilçe. Fakat iki dağ arasında çukurda kaldığı için, yüksek kesimlere yerleştirilen keskin nişancılar nokta atışı ile vurmuş insanları. Ölenlerin çoğu kafasından vurulmuş bu yüzden. 35 günlük bebek, sokağa fırlayan çocuğunun peşinden koşan genç anne ve gelininin peşinden sokağa fırlayan kayınvalidede bu keskin nişancıların hedefi olmuş.

                                                               ***

Yaralanan ve hastaneye kadırılan bir gencin direkt olarak morga götürülmesi, hastanedeki doktorların “hasta yaşıyor, müdahale edelim” uyarısına kulak asılmaması nedeniyle, ilçedeki hasta ve yaralıların hastanelere başvurmaktan çekindiğini anlatan gazeteci arkadaşımız, “Kentte 72 tane diyaliz hastası var, bu hastalar her gün kriz nöbetlerine giriyorlar, ama hastaneye gidemiyorlar. Diğer yaralı ve hastalara halkın içerisinde bulunan sağlıkçılar ve doktorlar müdahale ediyor” diye anlattı. Ölülerin tavuk satan dükkanların buzdolabında korunmaya çalışıldığını söyledi ve ekledi. “Abluka bugün sona erse, bu ilçenin eski haline gelebilmesi aylar, yıllar alacak. Zira savaştan çıkmış gibiyiz.”

                                                               ***

Facebook’a Cizre’deki ablukadan çekilmiş kısa violar konuluyor. Birinde iki tane polis sokağa patlayıcı yerleştiriyor, diğerinde ise Cizre halkına anons yapılıyor, “Siz hepiniz Ermenisiniz”, “Ermeniler sizinle gurur duyuyor” diye.

Devletin özel timi ve polisi, Kürt halkını aşağılamak için, “Ermenisiniz” diyor. İnsan dinlediği yerde kulaklarına inanamıyor.

                                                               ***

Dün, Cizre’ye girden gazeteci Yüksel Genç, “Daldığım sokaklarda roket atarlarla, toplarla, kurşunlarla delik deşik, yıkık dökük binalara, Kurşunlanarak parçalanan dallara, ağaçlara, öldürülmüş kuşlara, ineklere bakıyorum, utanıyorum. Kendimi açık hava savaş müzesinde gezer gibi hissediyorum;  evler, işyerleri, dükkanlar, okullar delik deşik, yıkık ve kimi yanık vaziyette. Yerde şarapnel parçaları, kurşunlar, çöpler, hayvan cesetleri; havada çöp,  leş ve barut kokuları… Bir de sokak aralarında mayın olduğunu düşündükleri taşlarla, ağaçlarla çerçevelenmiş toprak parçaları…” diye yazmış.

                                                               ***

Ne Cizre halkı, ne de biz bu ezayı haketmiyoruz. İnsanlarımıza çok yazık oluyor çok!

Cizre’de neler oluyor?