LEON Efendi

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Bir efendi insanı anmadan geçemiyeceğim. Ömrü boyunca Türk sanat
musikisine hizmet etmiş , sayısız besteler yapmış, bir tevatüre göre
de müslüman olmus ermeni asıllı çok değerli bestekar Leon Hancıyan
efendi 1857 senesinde Istanbul Hasköy de dünyaya gelmiştir. Amatör
bir müzisyen olan Eftik ile Lavtacı Nazaret Hanım’ın çocuğudur.
Çocukluğunda musiki derslerini kilise papazı olan Papaz Kapriyel'den
almış. Daha sonraları Dede Efendinin öğrencileri olan Zekai Dede ve
Mutafzade'den musiki dersleri almaya başlar. Türk Sanat musikisine
olan yatkınlığı ile bilinen Leon efendi sağlık subayı olarak Türk Rus
harbine katılır. Harp sonunda Bulgaristan’da kalıp Sofya
Konservatuarına devam eder.
Bu dönemde Sofya’daki okulda öğretmenlik
yaparak, okulda Türk Sanat musikisi ile ilgili dersler verir.
1908 senesinde Istanbul'a dönen Leon Efendi Şark Musikisi Cemiyeti
Başkanı oldu. Istanbul’daki Ermeni kiliselerinde Baş Muganni olarak bir
süre görev yaptı. Çeşitli okullarda müzik öğretmeni olarak
görevlendirildiğini duyan Sultan II. Abdulhamit tarafından saraya
alınır. Saray hayatı onu fazla tatmin etmediğinden, saraydan kaçarak
tekrar Sofya’daki okula geri döner.
Leon Hancıyan Efendi UD, piyano ve keman aynı ustalıkla çalan ender
müzisyenler içindeydi. Şarkı hafızası çok geniş olduğundan birçok
eseri ezbere bildiği söylenir. Bu nedenle bir çok eser onun tuttuğu
kayıtlarla bu güne kadar gelebilmiştir. Bilhassa Hacı Arif beyin bir
çok eserini kayıt altına alan Leon Hancıyan bu eserlerin bugüne kadar
kalmasında büyük katkısı olmuştur.
1990 senesinde, o tarihte hayatta kalan öğrencilerinden Muharrem
Tunçarslan tarafından İstanbul Devlet Korosuna bağışlanan, Leon
Hancıyan efendinin el yazması not defteri ile bilinmeyen bir çok eser
günümüze taşımıştır.
Osmanlı döneminde Istanbul şehrinde Saray ve Konaklar Türk Sanat
Musikisi’ne hizmet eden birer konservatuar gibi hizmet verirdi.
Yaşadığı dönem itibariyle Leon efendi çeşitli saz meclislerinde
aranan bir bestekardı. Bu nedenle Istanbul'da bir çok değerli
bestekarlara yaşamı boyunca hocalık etmiştir.
Son Osmanlı döneminde yetişmiş Suphi Ziya Özbekkan, Refik Fersan ve
Lem'i Atlı gibi değerli bestekarlara hocalık etmiştir. Ömrünün
sonlarına doğru müslüman olduğu söylenen Leon Hancıyan Efendi, 11
Temmuz 1947 senesinde 90 yaşında hayata veda etmiştir. Ne garip
tesadüftür ki kaderin bir garip tecellisi sonucunda Ermeni mezarlığına
defnedilmiştir. Yüzlerce eseri olmasına rağmen ancak 40 kadar bestesi
Türkiye Radyolarındaki arşivlerde yerini almıştır.
Bu değerli bestekarın yolu, bir şekilde yine çok değerli bir güftekar
olan Ahmet Rasim ile Istanbul’da kesişir. Hayatı çok ilginç olan
Ahmet Rasim beyin dizileri bir çok bestekar tarafından bestelendiği
bir gerçektir. Darüşşafakadan edebiyat dalında birincilikle mezun
olan Ahmet Rasim, edebiyatçı, musikişinas , güfte yazarı ve Atatürk
zamanında Millet Vekilliği yapmış değerli bir yazardır.
Ahmet Rasim beyin kaleme aldığı, Leon Hancıyan Efendi’nin benimsediği
Türk Aksağı usulünde Karcıhar makamında bestelediği bu dörtlüğü çok
severim.
Bilmem ki safa neşe bu ömrün neresinde, Şad olsa gönül bari biraz son
nefesinde, Hala elemi yara tahammül hevesinde, Şad olsa gönül
bari biraz son nefesinde.
Bu dörtlükteki ifadeyi bugün ben kendime zaman zaman sormaktayım ya
siz, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

LEON Efendi