Duyarak yaşamak ve vefalılık nerede?
Şiirimizin önemli şairlerinden Cahit Sıtkı Tarancı hemen hepimizin bildiği “Otuz Beş Yaş” şiirindeki dizlerlinde:
“Hayata beraber başladığımız/ Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir/ Gittikçe artıyor yalnızlığımız” diyor.
Şair, kendi-kendine dertlenip söylenirken bir büyük değişimin ortasında kalmış olmakla ; yalnızlığın ne olduğunun farkına varıyor ve aynı şiirinde bundan dert yanıyor:
“Zamanla nasıl değişiyor insan!/ Hangi resmime baksam ben değilim./ Nerde o günler, o şevk, o heyecan?/ Bu güler yüzlü adam ben değilim;/ Yalandır kaygısız olduğum yalan.”
Az önceki, “Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir…” dizesi yalnızlığının yaşattığı duygulardır Cahit Sıtkı’ya…
Ve Şair “Hepsinden Beter” adlı şiirinde de yaşamı şöyle tanımlar kendince:
“Kimi insan derbeder,/ Ömrünü heba edip gider./ Kimisi maişet derdine düşmüş,/ Rahattan bihaber./ Olmayacak işler peşinde,/ Kimisi taban teper./ Kimisi dul, kimisi öksüzdür;/ Alınyazısına kahreder.”
Cahit Sıtkı Tarancı “Nedendir Ya Rab” adlı şiirinde de yaşamın anlamını bir başka şekilde yorumlar bize:
“Açtığımız her bahçede baharmış; doğru./ Hangi dala el atsak yemiş varmış; doğru,/ Doğrudur en güzel dünyada olduğumuz;/ Sanki şeytan tüyü var dağında taşında./ Fakat nedendir Ya Rab bu susuzluğumuz,/ Suyu gürül akan çeşme başında?”
Bir başka şairimiz Cahit zarifoğlu da yalnızlıktan/arkadaşsızlıktan/vefasızlıktan dert yanar şiirinin dizelerinde:
“Anılar defterinde gül yaprağı/ Gibi unutuldum kurudum” diyor.
Ama genç şairlerimizden Adem Turan belki de hepsinden dertlidir bu konuda. Bakınız o ne diyor bu konuda:
“Ben nerede bilirdim/ yaşlarına göre konuştuklarını insanların;/ kitab’a el basıp/ ekmek/ ve nice kutsallıklar adına/ yeminler ettiklerini./ …………./ aynalara bakar sorardım neresindeyim yaşamın/ herkes işin gırgırındaydı; dilenciler, yeni sevdalılar./
bense yıkılırdım, geç kalmış biriydim/ elimde (kimi anlamsız) kahramanlığım/ dostlarıma giderdim, herkese giderdim/ sigara içer ağlardım.”
Yaşamı algılamak ve buna göre vefa beklemek… Yaşamak, ama öncelikle “yalnızlık hastalığı”na yakalanmadan yaşamak…
Duyarak yaşamanın temelinde insan ilişkilerinin en önemli bağ olduğunu şairlerimiz dizelerinde çok güzel ifade ediyorlar. İnsanın sadece insanla dostluğu/arkadaşlığı kadar, insanın doğa ile barışık olması, dahası doğayı tümüyle severek yaşama bağlanması önemlidir ayrıca...
İnsan, doğa ve doğanın diğer konukları kuşlar, bitkiler ve hayvanlar… Yüce Yaratıcı böylesine çoğul, çoğul olduğu kadar renk cümbüşü ortamı insanın emrine vermiş… İnsan gelişmiş… Ama birbirini yemek için gelişmiş! Nedense…
Dünyanın şu haline bir bakar mısınız? Ne için savaşıyor bu insanlar. Hani vefa, nerede insanlık? Bir yanda açlık, bir yanda sefa…
Gel de yalnızlığı arama, sevme…