Ne oldu fındık borsası işi?
İflas etmiş tüccar eski defterleri karıştırırmış… Benimkisi de ona benziyor mu acaba? Fındık üzerine yazmadan önce geçmişten bugüne neler yazdığıma bakayım dedim. Tam yarım yüzyıl önce o tarihlerde Trabzon’da yayımlanan Hizmet gazetesini yönetiyor, “diyorum ki” başlıklı köşemde günlük yazılar yazıyorum.
Ülkenin, kentin sorunları benim de derdim… Aklımın erdiğince yazıyorum. Dikkate alınıyor -şimdi öyle bir şey yok maalesef- ve yanıt yetiştiriyorlar hemen… Konuyu dağıtmadan hemen belirteyim, o tarihlerde basının saygınlığı bir başkaydı.
Eskiden fındığın en büyük alıcısı FİSKOBİRLİK’ti. Devletin verdiği “destekleme alım” avansını TC Ziraat Bankası aracılığıyla kullanır, alınan fındıklar banka adına rehin tutulur, depolanırdı. O tarihlerde bu yöntem üreticiyi koruma adına yapılıyordu.
Bu güzel de, kimi zamanlar fındıkların depolarda çürüdüğü olurdu. Nitekim Akçakale, Ünye, Fatsa, Ordu, Bulancak, Giresun, Tirebolu, Görele ve Trabzon kooperatiflerinin depolarındaki 1961 ürünü fındıklardan 40 tonu çürümüştü. Nereden mi biliyorum? Çürük fındıkların satışa çıkarıldığı gazete ilanı ile duyurulmuştu da ondan.
Şimdi öyle mi? Fındık çürüyecek, mümkün mü? Fabrikalarda hemen fındık yağına dönüştürülüyor. Diyeceğim o ki, zaman değişti, koşullar da.
Sanıyorum 1957 Ekim ayında yapılan milletvekili erken seçimi öncesi zamanın Ticaret Bakanı Hayrettin Ekmen Karadeniz gezisine çıkmış, fındık üreticisinin derdini dinliyordu. Üretici FİSKOBİRLİK’ten ürün paralarını alamadıklarından dert yanıyordu. Erkmen’i izlediğimden tanık oldum. Bakan, bu dertlerin Hamburg’da bulunan fındık borsasının Giresun’da kurulmasıyla sona ereceğini söylemişti.
Aradan yarım yüzyıldan fazla zaman geçti. Bu arada seçimler oldu. İktidardan olsun, muhalefetten olsun milletvekilleri her seçimde fındık borsasının Türkiye’de kurulacağı vaadinde bulundular.
***
Bu yıl içinde 7 Haziran ve 1 Kasım’da yapılan seçimlerde de aynı nutuklar her iki cepheden atıldı. Tabii ki hiçbir üretici bu vaatlere tedavülden kalkmış para kadar değer vermedi. Çünkü üreticinin derdi günlüktü ve elindeki ürünü değeri pahasına satma derdindeydi.
Önümüzde uzuuun bir dönem var. İktidar olsun, muhalefet olsun, şimdi tüm fındık üreten illerin milletvekilleri el ele verip Hamburg’dan Karadeniz fındık üreticisinin hayallerine gem vuranları engelleyip “Türkiye Fındık Borsası”nı kurma çalışmalarını başlatmalı… Yasa gerekiyorsa yasa çıkarılmalı… Bunun için Borsaların görüşleri alınmalı, tüccarlara, üreticilere sorulmalı…
***
Türkiye Fındık Borsası için “böyle gelmiş, böyle gitsin” anlayışı sürerse bugün elimizdeki kozu da yitirecek, fındıkta Gürcistan, İtalya ve ABD konuşur olduğunda “Atı alan Üsküdar’ı geçti” konumunda seyirci olmaya devam edeceğiz.
Uzun sözün özü: Fındık tarımı için Trabzon Ticaret Borsası’nın yaptığı teşvik ve iyileştirme düzenlemelerini ilgi ile izliyorum. Keşke bu tür “örnek heyecan” her yerde yaşansa… Her üründe bu tür çalışmalar yapılsa…
Çünkü üreticinin kalkınması, ülkede refah düzeyinin geliştiğinin göstergesidir her zaman…