KÜRT SORUNUNDA YENİ EVRE

YAYINLAMA: 18 Aralık 2015 / 18.00 | GÜNCELLEME: 18 Aralık 2015 / 18.00

Devletleşmiş AKP, ülkeyi tam bir iç savaş ortamına çekerek Kürdistan illerini tanklarla, en ağır silahlarla yıkmaya devam ediyor. Adına büyük operasyon diyorlar. Yandaş medyada ki başlıklar hükümetin politikasını özetliyor. ''Büyük Temizlik.''

Bölgede sınırlar yeniden çizilecek duruma geldi. Irak ve Suriye'nin artık eski sınırlarını koruması mümkün gözükmüyor. Bu kaotik durumda Kürtler kendi lehlerine oluşabilecek koşullara sahipler. Irak'ta Güney Kürdistan özyönetimden Bağımsız Kürdistan'a doğru gidiyor. Suriye'de bugün Rojava'da oluşan Kantonal yönetimler Suriye Kürtleri ile diğer farklı kimlikleri temsil eden güçlerle ortaklaştırılarak demokratik bir özyönetim deneyi yaşıyorlar.

Suriye'deki bu gelişme Türkiye'yi rahatsız etti. Bu rahatsızlığın en büyük nedeni Rojava'da ki PYD'nin PKK çizgisinde bir siyaset izlemesidir. PYD'nin Suriye'de güçlenmesi PKK'nin orta doğu siyasetinde elini güçlendirecektir. İşte bu nedenle Erdoğan PYD'yi de terör listesine aldırmak için ‘’İŞİD ne ise PYD odur’’ türünde açıklamalarda bulundu. Ama ABD başta olmak üzere, Batı Erdoğan'ın PYD'yi terör örgütü İŞİD ile eşitlemesini önemsemedi hatta ciddiye bile almadı.

Erdoğan, ''Irak'ta hata yaptık Suriye de buna izin vermeyeceğiz'' derken Suriye'nin ya da Irak'ın toprak bütünlüğünü savunmuyor. Çünkü Irak ve Suriye'deki Kürtler’in statü sahibi olması Türkiye Kürtleri için moral motivasyon olacağını biliyor.

İşte tam da bu noktada ülkede yürüyen çözüm sürecinin neden bitirildiği sorusunun yanıtını bulabiliriz. Türkiye bölgede güç sahibi olmak için Rojava'yı kırmızıçizgi haline getirerek ''Midyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan'' oldu. Ülkede bahar esintisi yaratan çözüm süreci birden bire kara kışa teslim oldu.

Bugün Kürdistan illeri aylardır abluka altında. Özel timlerin yıkıcı saldırıları yetmemiş gibi bugün Sur, Cizre ve Silopi'de tanklar sokakları top atışları ile dövüyor. Bölgeden yansıyan resimler, görüntüler Gazze'den Batı Şeria'dan daha ağır yıkımı yansıtıyor.

Bu büyük operasyonun bahanesi hendekler olarak gösteriliyor. Ancak çözüm süreci bitirilirken hendekler yoktu. Yukarda çerçevesini çizmeye çalıştığım bölge politikalarının bir iç yansımasıdır bugün Kürt illerine yaşatılan bu ağır saldırı. Bölgede eli güçlenen PKK'yi içerde zayıflatmak hesapları yapılıyor.

Sri Lanka modelini örnek alıp son teröristte temizlenecek diye hesap yapanlar bu hesabın altında kalacaklarını bilmeliler. Çünkü Özal zamanında beş-altı yüz çapulcu dediler ve sorunun özüne dokunacak siyaset geliştiremediler. Sonuç binlerce insan gerillaya katıldı. Binlercesi öldürüldü. Ama PKK daha da gücünü tahkim etti.

Şimdi de temizlik operasyonu diye öldürmelerle, evini köyünü yıkıp insanları farklı illere zorunlu göçe göndererek, Kürt illerini insansızlaştırarak sonuç mu alınacak? 1990’larda Kürt köylerini boşaltarak PKK'yi dağda yalnızlaştırmak hesapları nasıl tutmadıysa bu politikada tutmaz. Bugün Adana, Mersin, Bursa, Manisa, İstanbul, İzmir Savaş göçü yaşayan insanlarla doludur. Buralarda bu insanlar Kürtlük bilincinden uzaklaştılar mı? Hayır. Bugün dağa çıkan gençlerin çoğu Metropol şehirlerde yaşayan savaş göçü mağduru ailelerin çocuklarıdır. Demek ki devlet şiddeti ''terörü'' bitirmiyor yeni karşı şiddetin doğmasına ebelik yapıyor.

Bugün Kürt illerine yapılan bu abluka ve saldırı belki geçici sonuçlar alır. Gençler ölür insanlar yaşadıkları yeri terk edebilir. Ancak bu kez Kürtlerde yeni bir düşünce filizleniyor. Bu düşünce Kürtlerin ayrılıp kendi devletine kavuşmasıdır. Bu gerçeği görmek gerek. Ancak AKP bu gerçeği görecek durumda değildir. Çünkü polislerin Silvan duvarlarına yazdığı gibi ''Kurdun dişine kan değdi.'  Ama bilinsin ki bölge insanının da bedeni acıyor, kanıyor. Onlar da artık bu böyle gitmez diyerek devletle olan vatandaşlık bağlarının bitmesi için adım atılmasından yana.

Bugün Kürt sorunu dünden farklı olarak farklı güçlerinde içinde olduğu bir konsept ile çözülecek. Uluslararasılaşmış bir sorunu tanklarla kuşatmalarla bitiremezsiniz. Ülkede yaşayan Kürtler en büyük özne olsa da bu sorunun çözümünde uluslararası özneleri de unutmamak gerek. Nedenleri ortadan kaldırılmamış her sorun yeniden gündeme daha da ağır ve karmaşık bir süreçle gelir.

 

 

KÜRT SORUNUNDA YENİ EVRE