Nereye koşuyoruz böyle?
*
TBMM Başkanı İsmail Kahraman "eskidiği" söylenen Anayasa'yı yenileme çalışmaları konusunda basına bilgi verdi. Anlaşıldığına göre bugüne değin eskisi üzerinde yüzde elliden fazla değişiklik yapılan Anayasa'da "esaslı" değişiklikler yapılması amaçlanıyor!
Ama Anayasa'nın "ilk dört madde"sinin değişip-değişmeyeceği konusuna açıklama getiremedi TBMM Başkanı Kahraman... Bu dört maddenin değiştirilemeyeceği, teklif dahi önerilemeyeceği gerçeği var ortada... O zaman, kimi zamanlar yapıldığı gibi kıyısından/kenarından dolaşıp amaçlanan hedefe mi ulaşılacak...
Acaba öyle mi?
***
Başkalarına bakıp kendimize elbise biçmeye öylesine hevese kapılıyoruz ki... Böyle olunca da unutkanlığımızın bize hiç bir artı değer/hizmet getirip-getirmediğini yorumlayamıyoruz mu
diyorsunuz...
Açıklayayım: Birisi/birileri bu ülkede gündem saptırma görevi mi üstlendi?
Ülkenin öncelikli terör ve ekonomik sorunları varken "Anayasa" ve "Başkanlık" konularına niçin takılıp zaman harcıyoruz? Hadi, bu iki konunu da önceliğini kabul edelim. Edelim de, demokrasimizin temelinde çürük harç, çürük tuğlalar "Seçim Yasası" ile "Siyasal Partiler Yasası" olarak sırıtan bu iki konu niçin ülkenin gündemine gelmez. Anlayan varsa beri gesin, anlatsın da bizler de aydınlanalım.
***
Sorma hakkımı kullanmak istiyorum: "- TBMM'deki partilerin hepsi sözünü ettiğimiz iki yasadan şikayetçi ve değiştirilerek demokrasimizin daha da zenginleştirilmesini istemiyorlar mı idi?" İstiyorlardı ve buna öncelik tanınması konusunda arzu belirtiyorlardı.
Peki ne oldu?..
Bu istekler her seçim öncesinde gündeme gelir, köprü geçildikten sonra da unutulur gider. Çünkü bu iki yasada yapılacak demokratik değişiklikler öncelikle "Genel Başkan Sultası"na son verecek... Ayrıca yurttaş, daha özgür bir irade ile oyuyla demokrasiye katkı verecek...
Kim ister elindeki kozu yitirmeyi?
İşte demokrasimizin zayıf noktası, yumuşak karnı burası...
Yürürlükteki "Seçim Yasası" ve “Siyasi Partiler Yasası"ondan yakınanlar seçilip geldikleri TBMM'de bu iki Yasanın değiştirilmesini unutup -temel yasa- Anayasa'nın yetersizliğini tartışmaya açıyor.
Allah'ım aklım duracak, sen bana yardım eyle...
Siyasal çıkarların rahatlıkla at oynattığı alandan seçilmek... Tabii ki hüner ister... Sonra da Bu alanda temizlik düşünüp istemek "ham hayal" tabii ki...
Ama Anayasa'yı tadilata/değişikliğe heveslenmek/soyunmak...
Neyin peşinde koşuyoruz Allahaşkına?