CHP'nin DİYARBAKIR ZİYARETİ
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde iki aya yakın bir süredir devlet şiddetinin en ağır silahlarla ortaya konulduğu abluka sürüyor. Buna karşı YDG-H’lı gençlerinde direnişi aynı şekilde devam ediyor. Binlerce insan çatışmalı alanlardan kendi topraklarında sürgün ve sığınmacı bir hayat yaşıyor
Sur ilçesinde bu yaşananların yanında, Cizre'de de hala ablukanın yaşandığı, ağır saldırılar karşısında ölümlerin, yaralılara bilerek müdahalenin engellendiği de ayrı bir gerçek olarak önümüzde duruyor.
İşte bu koşullarda CHP İl örgütü öncülüğünde kalabalık bir heyet Diyarabakır'a gitti. Heyet yaşanan çatışmaları yerinde görmek istedi. Görüşmeler yaptı ve Diyarbakır'dan ayrıldı.
CHP heyeti bölgede bir katliam yaşandığını ve medyanın bunu aktarmadığını belirtti. CHP heyetinden bazı milletvekilleri ''bölgede savaş hukukunun bile uygulanmadığını'' söyleyerek bu konuda CHP olarak çıkarılacak yasaları tartışmaya hazır olduklarını söylediler.
Uzun bir aradan sonra CHP'nin parti olarak Kürt sorununa ilgisi önemlidir. Çünkü CHP geçmişte SHP'nin 1989 yılında ki raporunun oldukça gerisinde bir bakışla Kürt sorununu değerlendirdiklerini biliyoruz. Ve umuyoruz ki CHP'nin Diyarbakır ziyareti sadece bir rapor düzeyinden çıkar bir parti politikasına dönüşür. Diyarbakır'da CHP'lilerin görüştükleri insanlarında ortak kanısı CHP rapor yazmakla yetinmemeli.
Sur ilçesinde ki yaşananların sonuçlarını yerinde görmek, CHP'nin Kürt sorunu ve Kürtlerin Özerklik talepleri ile yüz yüze gelmesini sağlar mı şimdilik bilinmez. Ancak CHP şunu bilmelidir ki, CHP tabanı artık dünden farklı olarak AKP'ye karşı Kürtlerle ittifak yapmalı noktasına gelmiş durumdadır.
CHP'nin aylardır Kürdistan illerinde ağır yıkımlar yaşanmıyor gibi davranması Kürlerle CHP arasında geçmişte var olan bağı tamamen ortadan kaldırmaktan öte bir durum yarattı. CHP ye karşı önyargılar oluştu. Ancak CHP bu önyargıları kırabilir. CHP'nin kendisine dönük yargıları yıkabilmesi için kendi tabularını kırması ve kendi düşünceleri ile yüzleşebilmesi gerekir.
Kılıçdaroğlu daha CHP'ye ilk genel başkan seçildiğinde kongrede yaptığı konuşmada '' bir de bizim güneydoğu sorunumuz var biz onu cumhuriyetin değerleri ile çözeceğiz'' demişti. Bu bakış açısı ile Kürt sorununu çözmek mümkün mü? Birincisi sorunun adını koymak önemlidir. Güneydoğu sorunu değil Kürt sorunudur. ikincisi Kürt sorununu yaratan cumhuriyetin kurucu iradesinin ortaya koyduğu asimilasyon politikalarıdır.
Cumhuriyetin Değerleri diyerek soruna yaklaştığınızda, cumhuriyetin değerleri çoğulcu bir toplum yerine tekçi bir toplum anlayışını dayatır. Bu anlayışla bugün statü isteyen Kürtlerin taleplerini anlamak mümkün müdür? Farklılıklara zemin oluşturma imkanı olur mu?
Bu anlamda CHP Sur gerçeği ile madem yüzleşmek istedi, yaşanan ağır yıkımı yerinde görmek istedi, öyleyse bu yıkıma neden olan sorunla da yüzleşmelidir. Reklam arası verdikleri sorunun yakıcılığını yeniden hissetmelidirler.
Değişen CHP söylemi Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarında önemli yer tutuyor. CHP değişmek istiyorsa mihenk taşı Kürt sorunudur. Salt AKP'ye karşı reel politika üzerinden bir muhalif tutum sergileniyor ise bu tutum sorunludur. Kürt sorununa bakış CHP'nin değişip değişmeyeceğini gösterir. Umarız ki Sur ziyareti bu değişimin anahtarı olsun.