Dünya yedincisiymişiz!..
….. Gaziantep 1531 yılında Dulkadir Beylerbeyliği'ne (Maraş Eyaleti) bağlandı. Bu durum 1830 tarihine kadar devam etti. 1830 yılında Antep kaza merkezi yapılarak Halep Eyaletine bağlandı.
…. Cumhuriyetin ilanından sonra, 1924 yılında tüm sancaklar kaldırılarak il statüsüne dönüştürüldü….
(Kaynak: Gaziantep Valiliği)
1973’te 1. OSB yapılmaya başlayana kadar pek bir şey yoktu.
Veliç İplik Fabrikası, Soymer Tül Dantel Fabrikası, şimdiki Sanko’nun yerinde Hilal İplik Fabrikası, Eski Nizip Caddesi’nde Oba Makarna ile birkaç kilim fabrikası...Hemen hepsi bu kadardı!
Devletin de rakı fabrikası ile çimento fabrikası vardı.
Çimento fabrikasının da yüzde 49’u halkın parası ile yapılmıştı. Kimse temettü falan almadı ve sonunda paralar deve oldu. Bizdeki hisse senetleri hala duruyor. Tabii hatıra olarak!..
Bunları kabaca neden yazdığıma gelince...
Gaziantep ne yaptıysa hepsini kendisi yaptı. Kimseye minnet borcu yok.
Gaziantep’te gerçek sanayi devrimi ise Gaziantep Sanayi Odası ile başladı.
Çok net söylüyorum: GSO, Millatan Önce, Milattan Sonra demek kadar gerçektir. Nokta.
Şimdi ise Bakan Başkanla kültür devrimi başlıyor.
Sermaye, kültüre Zeugma ile ilgi duymaya başladı. Karkamış ile sevgisini sürdürüyor.
UNESCO’dan gelen başarı öyküsü de, yeni başlayan devrimi taçlandırdı.
Bu öyküyü yazanlar daha yükseklere çıkmanın, daha derinlere inmenin heyecanını yaşıyorlar.
Bu kadar kötü, berbat, her tarafın barut koktuğu bir zamanda, ölüm coğrafyasında yaşarken kazanılan bu ödülün keyfini çıkarmak hepimizin hakkı.
Her şey bu kadar güzelken, gerçek olmayan, yanlış demeçlere neden gerek duyuluyor, anlayamıyorum, kavrayamıyorum!
Gaziantep, dünyanın en rekabetçi şehirlerinden biriymiş! Hatta, galiba yedincisiymiş!
Allah aşkına, bu gereksiz abartıya neden ihtiyaç duyuluyor?
Selef Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey de tutturmuş, Gaziantep dünyanın en hızlı gelişen 10 şehrinden biridir diye mugalata yapmıştı. Yabancı lisanı olmadığı ve İngilizceyi de hiç bilmediği için önüne konan belgeyi yanlış değerlendirmişti. Dünyada nüfusu en hızlı artan 10 şehri, bize en hızlı gelişen 10 şehir olarak sunmaya çalışmıştı.
Ne geçti eline?
Önceki gün Gaziantep Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi’ndeki lansmanda, bizzat I Mean It Ajansı’nın sahibi Emrah Yücel’in sunduğu Gaziantep’in dünyanın en rekabetçi yedinci şehri olduğu belgesi dev ekrana yansıtılarak önemi vurgulanmaya çalışılmıştı. Ama görüntü anlaşılmasın diye 1-2 saniye içinde kayboldu.
İşte buraya yazıyorum ki, hiç kaybolmasın! Lütfen bu listeye iyi bakın, hangi şehirlerle rekabet ettiğimizi görün! http://blogs.worldbank.org/psd/making-cities-competitive-what-will-it-take
Saltillo (Meksiko)
Meknes (Fas)
Coimbatore (Hindistan)
Gaziantep (Türkiye)
Bucaramanga (Kolombiya)
Onitsha (Nijerya)
Dünya Bankası’nın (Yoksulu olmayan bir dünya için çalışmalar) projesinden alınan bu rekabetçi (!) şehirlerin hikayesini burada anlatmama hiç gerek yok, sıkılırsınız. Diğer şehirlerin isimlerine bakın yeter.
Bunu Antep’te söylerseniz herkes inanır, ama İstanbul’da Çırağan’da yabancı misyonun ve uzman gazetecilerin önünde söylerseniz mahcup olursunuz.
Gaziantep, küllerinden doğan Anka Kuşu gibi uçuyor, yükseklere tırmanıyor, izlemesi bile herkese keyif verirken bu tür aldatıcı bilgilere neden gerek duyuluyor, merak ediyorum.
Baklavada dünya birincisiyiz.
En lezzetli fıstık üretiminde dünya birincisiyiz.
Parça makina halı üretiminde dünya birincisiyiz.
Ne gerek var, dünya yedinciliğine!
We’re not just talking about the “household names”among global cities: Competitive cities are often secondary cities, many of them exhibiting success amidst adversity – some landlocked and in lagging regions within their countries. For instance, Saltillo (Mexico), Meknes (Morocco), Coimbatore (India), Gaziantep (Turkey), Bucaramanga (Colombia), and Onitsha (Nigeria) are a few examples of cities that have been competitive in the last decade.