Dersim, Atatürk ve bir Ermeni kızı!
“Dersim Katliamı’nın sorumlusu devlet ve CHP’dir. Atatürk de bu olaylardan haberdardır” diye tarihi bir tespitte bulunan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, partisinin at gözlüklü, ulusalcı kanadının hedefi haline geldi.
Daha birkaç hafta önce genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Sevim Kılıçdaroğlu, Dersim’de çektikleri acıları anlatan röportajında göz yaşlarına hakim olamamış ve eşinin ailesinden çok sayıda insanın Dersim’de devlet tarafından öldürüldüğünü söylememiş miydi?
Eski Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil, devletin mağaralara bomba atarak Dersim’de binlerce insanı böcek gibi öldürdüğünü anlatmamış mıydı?
Şimdi neden bu öfke?
İşin içine Atatürk karıştırıldı diye mi?
Bu haberden sonra İstanbul valiliğine çağrılarak, vali yardımcısının odasında “Ayağına denk alması” için uyarılmış, kısa süre sonra da öldürülmüştü.
Geçenlerde Dersim Katliamı’nı araştırırken, gördüğüm bir fotoğraf ve altındaki yazı kanımı dondurdu.
Fotoğraftaki, Sabiha Gökçen’di ve resmin altında, “Fransa yapımı hafif bombardıman uçağı Breguet 19'un önünde Dersim’de atılacak bombayı tutan Sabiha Gökçen” diye yazıyordu.
Dersim’deki Kürtler’in başına bomba yağdıran bir Ermeni kızı.
***
Fotoğrafın yanındaki haber, Birinci Tunceli Harekatı’nı anlatıyor:
General Abdullah Alpdoğan'ın düzenlediği ilk harekât başarısızlıkla sonuçlandı. Aşiretler ise bunun verdiği moralle tamamen silahlandı. Bu yüzden isyanı bastırmak iyice zorlaştı. Abdullah Alpdoğan yanına aldığı 50.000 asker (üç kolordu ) ile bölgeye gitti, fakat dağları bir türlü aşamadı. Bunun sonucunda bir hava saldırısı gerektiğine karar verdi. Gerekli onayı alınca Sabiha Gökçen'i davet etti. Sabiha Gökçen de kabul edip Hava Kuvvetleri'nden 3 uçak filosu ile havadan saldırı gerçekleştirdi. İsyancıların saklandıkları en büyük yer olan Laş mevkiini yerle bir etti.
Kürtler’i katletmek için bir Ermeni kızını kullanmak nasıl bir asimilasyon politikasının ürünüdür diye şaşmamak mümkün değil.
***
Yine, yedi sülalesi Dersim’de öldürülen, eziyet gören aynı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz Eylül ayında Kuşadası Belediyesi’nin yaptırdığı Mahmut Esat Bozkurt heykeli ve parkının açılışında yaptığı konuşmada, “Biz genlerimizi Kuvay-i Milliye'den aldık. Dokumuzda Kuvay-i Milliye var. Geçmişimizde Mahmut Esat Bozkurt'lar var" diyebilmesi ve “Türk, bu ülkenin yegane efendisi, yegane sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları, vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. Dost ve düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler" diyebilen Mahmut Esat Bozkurt’a sahip çıkabilmesi de enteresan gelmiyor mu size?
***
CHP’de Aygün’e tepki gösterenlerin, “CHP yüz yıl öncesinden kalan hesapların yeniden masaya yatırıldığı bu dönemde de kendisini başkalaştırmaya zorlayan iç ve dış talep sahiplerine direnecek kadar güçlü ve birikimlidir” şeklindeki sözleri de partinin ne kadar ilkel ve çağdışı kaldığını göstermesi ve değişime, demokrasiye ayak diremesi bakımından en az Dersim gerçeği kadar üzerinde durulması gereken ciddi ve klinik bir vaka değil mi?.
***
Aynı zamanda bir hukukçu olan Hüseyin Aygün, Dersim Harekâtı ve sonuçları hakkında bugüne kadar yapılmış en kapsamlı araştırma olarak nitelendirilen Dersim 1938 ve Zorunlu İskân adlı kitabında, isyanın açıkça kışkırtılarak çıkarıldığını, Cumhuriyet dönemi ayaklanmaları içerisinde sivillere yönelik eziyetin ve kıyımın en şiddetlisine uğradığını, ardından da isyancılarla beraber aileleri ve hatta isyana iştirak etmeyenlerin eziyete ve kıyıma maruz kaldığını, binlerce sivil vatandaşın öldürülmüş ve kalan on binlercesinin de sürgün edilmiş olduğunu anlatıyor kitabında.
Ve böyle bir operasyon Atatürk’ün bilgisi haricinde oluyor öyle mi?
***
Bazı CHP’lilerin gereksiz yaygarası, Anadolu toprakları üzerinde Osmanlı’dan başlayıp, günümüze kadar süre gelen asimilasyon politikası yüzünden insanların kıyıma uğratıldığı ve birbirine kırdırıldığı gerçeğini ortadan mı kaldıracak yani!
Yoksa bir Ermeni kızı, neden Kürtler’in başına bomba yağdırsın ki?