‘Omerta’ yasası!..
Gaziantep önceki gün büyük bir olaya şahit oldu.
Gaziantep’in en büyük holdinglerinden birine Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ile Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne ait ekiplerle operasyon yapıldı.
Bu, Gaziantep’in ticaret ve sanayi tarihinde şimdiye kadar görülmemiş bir olay. Görev yapan operasyon ekiplerinin adı bile ürkütücü!
Operasyonlara dün de Royal Basketbol Takımı ile Antepia eklendi. Bu arada daha önce Avusturya Fahri Konsolosluğu elinden alınmasına rağmen Taner Nakıboğlu’nun arabasında taşımayı sürdürdüğü konsolosluk plakası da araçta arama yapıldıktan sonra söküldü, cezai işlem uygulandı.
Bu kadar derin ve önemli bir haber dün Sabah hariç, çoğu yerel gazetede yer almadı.
Olayın haklılığını veya haksızlığını tartışmıyorum ama kendilerini yalnız Gaziantep’in değil, Türkiye’nin hatta glaksimizin en dürüst gazetecileri olduğunu iddia edenlerin haberi görmezlikten gelmesi nasıl izah edilebilir?
Akla yakın varsayımları sıralamama gerek var mı?
Şimdi bu gazeteler daha sonra kişileri ve/veya kurumları eleştirdiğinde, dürüstlüklerine ve samimiyetlerine kim inanır?
Belli ki beklenti içindeler.
Operasyonla ilgili kiminle konuştuysam hepsi aynı kelimeyi tekrarladı: Bekleniyordu!..
Ne bekleniyordu dedim, “operasyon” dediler.
Niçin diye sordum, “Çünkü cemaatın en ileri geleni” iddiasında bulundular.
Gazetelere, “Sakın yazmayın/yazılmayacak” diye telkinlerin/emir verenlerin bulunduğunu duyuyorum.
O kadar çok kayıtdışılık, o kadar çok rezillik, o kadar çok pespayelik var ki, kimsenin kimseye laf söyleyecek durumu/hali yok.
Onun için bu operasyonların bir an önce bitirilmesi yönünde Gaziantep’te büyük ve net bir konsensus var.
Herkes herkesi, herşeyi biliyor ama ‘omerta’ yasası uygulanıyor.
Sicilyalı İtalyanlar’ın ünlü ‘suskunluk’ yasası, yani, “Görmedim, duymadım, bilmiyorum…”
Star Gazetesi’nde çok sert yazılar yazan Cem Küçük, dün şunları yazdı:
“… Türkiye tarihinde FETÖ çapında tehlikeli bir terör örgütü yoktur. Şu güne kadar mücadele ettiğimiz terör örgütlerinin tamamını üst üste toplasanız Fethullahçı terör örgütü kadar tehlikeli değildir.
… Terör örgütlerinin üniversiteleri ve okulları olamaz. Bu arada Sulh Ceza Hakimliklerimizin FETÖ üniversitelerine ve okullarına da kayyum atama yetkisi vardır ve gerekirse devreye girecektir.
… FETÖ’ye finans sağlayan şirketler ve işadamları konusunda kriter 1 Ocak 2014 tarihidir. Savcılarımız bu tarihten önce yapılan yardımların peşinde değil ama bu yapının suç örgütü olduğu netleştikten sonra hala finans desteği sağlayanlar hala Fethullah’a gidip biat edenler suçludur.
… Özellikle 1 Mart 2014 tarihindeki TUSKON ihanet toplantısına katılıp Fethullah’ın Türkiye’ye olan savaşını alkışlayanların hiçbiri adaletin pençesinden kaçamaz. Bu TUSKON hainleri görevde olan Emniyet Müdürlerine, savcılara, hakimlere, AK Parti mensuplarına ve AK Parti’ye yakın bilinen işadamlarına yalvarıyor ve büyük paralar öneriyorlar. Devlet, bu süreçteki tüm polisleri, savcıları, hakimleri ve işadamlarını takip ediyor. FETÖ’den rüşvet kabul ederlerse hayatları biter.”