TV dizileri ve RTÜK...
Zaman-zaman kafamı yoran, ama yanıtını bulmakta zorlandığım bir konu RTÜK'ün, Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun ne iş yaptığı... Adı üzerinde Türkiye'deki radyo ve televizyonların yayınlarını denetleyen bir kurumumuz RTÜK...
Hangi yöntemle, nasıl bir denetleme yapıyor doğrusu bilmem/bilemiyorum. Çünkü, teknik bir konu...
Ancak, yayın içeriği söz konusu olduğunda elbette basın mesleğinde ömrünü tüketmekte olan bir yurttaş olarak benim de söyleyeceklerim var.
Bir aydan beri yurt dışındayım. Belçika'da bulunuyorum. Tabii ki, Türkiye televizyonlarını buradan da izleyebiliyorum. Başarılı-başarısız bulduğum kanallar var.
Flamanca, İngilizce bilmememe karşın kimi zaman yabancı TV kanallarını da tıklıyor, izliyorum, birşeyler anlamaya çalışıyorum.
Dikkatimi çeken ne oldu, biliyor musunuz? Belçika'da, Fransa'da TV kanalları dizi yayınlarını kısa tutuyorlar. Bizdeki gibi bir saat, iki saat TV karşısında tutsak etmiyor izleyeni... Bir başka husus da; şiddet konusu... Yayın içeriği açısından bizdeki dizilerde olduğu gibi şiddet yapanlar izleyenlerce kahramanlaştırılmıyor; aksine kötü örnek olarak belleklere yerleştiriliyor. Tabii ki bu, bir toplumun eğitiminden kaynaklanan algı sorunu...
Bizde?..
Lütfen dikkatinizi çekmek isterim, izliyor musunuz bilemiyorum ama, hangi TV dizisinde şiddet yok? Öldürmeler, yaralamalar, meydan muharebesini andıran karşılıklı silahlı çatışmalar vb... Topluma kötü örnek olan; hiç bir öğreticilik yanı olmayan, aksine toplumsal huzursuzluğa, kavgaya, bunalıma kapı aralayan diziler...
Aile yaşamının sadece kavga, iç huzursuzluk olduğu imajını veren diziler... Dini içerikli dizilerde hurafeye yer verilmesi vb...
Toplumsal yaşamın her alanda ki bütünlüğünü dikkate alarak dizi yapmak/çekmek öyle kolay bir iş değil. Ama bu işe, önüne gelen soyununca ortaya konulan eserleri (!) de görüyoruz.
Çok gariptir ki, izleyeni var, hem de çok... Dizi saatleri kimilerince sabırsızlıkla bekleniyor. Günlük yaşamda diziler konuşuluyor.
Ama gör ki, kimi dizilerle aile içinde varmış gibi gösterilen stres, öfke, huzursuzluğun toplumsal yaşamımızdaki cinayetlerde hiç mi payı yok?
Sanki bir cinayet nasıl işlenilir dersi veriliyor. Herkeste silah... Silah taşıma hevesi ya da zorunluluğu varmış gibi bir algı/hava...
Böyle olunca da son yıllarda şimdiye değin görülmedik/işitilmedik cinayetleri gazetelerde okuyor, TV kanallarında izliyoruz.
Acaba RTÜK, işlenen ve giderek de boyutlanan, toplumsal bir yara olan, sorun yaratan bu cinayetlerin TV kanallarındaki dizilerden kaynaklanan bir algı var mı, yok mu araştırması yapıyor mu? Yaptı mı? Doğrusu merak ediyorum
***
Toplumsal değerlerin korunması açısından görev üstlenen RTÜK'ün çok ciddi bir sorumluluk altında olduğunu bilerek, TV dizileri yayın konusunu hem süre/zaman, hem de içerik açısından yeniden gözden geçirmesini istiyorum.