Çiçek, işaret fişiğini mi ateşledi?
Cemil Çiçek'i sevmem... Nedeni elbette var. Ama bugün konum değil. O'nu sevmiyorum diye de hiç görmeyecek, ne söylerse dikkate almayacak değilim her halde...
TBMM eski Başkanı Cemil Çiçek'in gazetelere yansıyan açıklamasında şöyle diyor:
"- Hiç bir zaman benimsediğimiz 'tek başına hükümet modeli' istediğimiz sonucu vermiyor. İster 'Başkanlık sistemi', ister 'Parlamenter sistemi'... Sadece Anayasaya bunları dercetmekle bu sistemlerden beklediğimiz fayda hasıl olmaz."
Çiçek'in sözleri bu kadar değil tabii ki... Devam ediyor:
"- Mutlaka iki kolonun kuvvetlendirilmesi gerekiyor. Biri 'Siyasi Partiler Yasası', diğeri 'Seçim Yasası...' Diyelim ki, başkanlık sistemini getirdik. Buna karşılık kötü disiplinli bir siyasi parti modelini getirip koyduğunuzda bu sistem başarılı olamaz."
Cemil Çiçek'i sevmiyorsam da, bu görüşüne katılmayayım mı? Doğru söylüyor da benim aklıma gelen başka detaylar/ayrıntılar var.
Bu köşe de yazdım-durdum, mevcut "Siyasi Partiler Yasası" ve "Seçim Yasası" ile ülkemize gerçek anlamda demokrasinin gelemeyeceğini, demokratik sistemin rayına oturmayacağını... Zaten, bugün yaşanan siyasal bunalımın, karşılıklı birbiriyle atışmanın/hakaretin temelinde bu yasaların yetersiz oluşu yatmıyor mu?
Hangi partinin Meclis grubuna dahil bir milletvekili çıkıp partisinin olumsuzluğundan söz edebiliyor? Milletvekili önce partisi nezdinde "Grup kararı"na saygılı olmak gibi bir tür tutsaklığı yaşamıyor mu?
Daha önce de yazdım, DP döneminde (Rahmetli) Menderes çok da sevilmesine, sayılmasına karşın, partili milletvekilleri kendisinin kimi antidemokratik uygulamaları yasalaştırma isteğine karşı çıkabilmişler, "Yaylacılar Grubu"nu oluşturmuşlardı.
Şimdi bu olası mı, mümkün mü?
Benim anladığım, Cemil Çiçek ileride gelmesi arzulanan "Başkanlık sistemi"nin bugünkü sözünü ettiğimiz iki yasa ile oturmayacağını, bağdaşmayacağını mı ima ediyor acaba?
Öyle ya, Başkanlık geldi... O zaman partilerin yönetimi, seçim sistemi bugünkü gibi olursa tabii ki beklenmedik sorunlar yaşanacak... O zaman bu yasaları da Başkanlık sistemi ile bağdaşır duruma getirmek gerekmez mi?
***
Türkiye çok partili sisteme geçtiği tarihten bu yana hep seçim sistemi sıkıntısı yaşadı. İktidar olanlar kendilerini sağlama alacak sistemi/yöntemi getirme/yerleştirme derdine düştü hep.
Şimdi de öyle...
Şimdi, "Başkan"ın her dediğini/emrettiğini/istediğini yaptırtmak için yasaların uygun duruma getirilmesi sorunu çıktı ortaya...
Cemil Çiçek bunun ilk işaret fişeğini mi ateşledi dersiniz?