Bizim eziyet politikamız değişmez!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir yandan güya Dersim’in hesabını soruyor, diğer yandan tüm uyarı ve eleştirilere rağmen KCK operasyonları kapsamında tutuklamaların ardı arkası kesilmiyor.
Bugün nasıl CHP’ye Dersim’in hesabı soruluyor, herhalde gün gelecek, bu ülkede yaşayan insanlar, “Elinde her türlü imkan varken akan kanı durdurmak yerine neden ülkeyi gerip iç savaşa sürüklenmesine göz yumdun” diye Başbakan Erdoğan’a soracak.
Zira Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi azınlıklarına uyguladığı eziyetlerle doludur ve iktidara kim gelirse gelsin bu eziyet politikası değişmez!
Ne katliam, ne orada 40 bine yakın insanın yaşamını kaybetmiş olması umurlarında.
Kılıçdaroğlu, “Biz Dersim’le yüzleşiriz, ama sen de özür dile” gibi saçma sapan laflar ediyor. Erdoğan, mal bulmuş mağribi gibi yüklendikçe yükleniyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, “Müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış. Bizim müflis Başbakan da tarihi karıştırıyor. Sen hangi intikamın rövanşının, intikamın peşindesin? Sen Mustafa Kemal'e ulaşmak ve onu eleştirmek istiyorsun. Senin hedefin Atatürk'le hesaplaşmak, Cumhuriyeti tasfiye etmek” diye istismara yelteniyor.
***
Dersim gibi Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük utanç sayfalarından biri olan olayı işlerine geldiği gibi çekiştirip, toplumu ayrıştırdıklarına aldırış etmeden sorumsuzca saldırılara girişen bu adamların, bir başka köşede oturup futbolda şikeye verilen hapis cezasını azaltan kanun teklifini elbirliği ile meclisten geçirip bazı ahlaksız adamların suçunun cezasını çekmesini engellemeye çalışarak, işin içine bir de siyasi şike karıştırmalarını izlemekse işin tuzu biberi oluyor adeta.
Siyaset kurumu, suç işleyenin kesesine kar kalmasına aracılık ediyor. Toplumun vicdanı olacağına insafsızca ve hayasızca vicdanımızı kanatıyor.
***
Onlar istedikleri kadar istismar ededursun, bu arada tarihin Dersim’le ilgili karanlık sayfaları her geçen gün biraz daha aydınlanıyor.
Toplum, tabuları siyaset kurumundan daha çabuk ve kolay yıkıyor. 74 yıldan beri görülmeyen, inkar edilen, yok sayılan Dersim gerçeği ile yüzleşiyor Türkiye.
İlk gündem itibaren Dersim Harekatı, harekat emrinin bizzat Atatürk tarafından verildiği, hatta harekata Köşk’ün muhafız alayının da gönderildiği, İnönü ve Atatürk’ün zaman zaman bölgeye giderek gelişmeleri bizzat yakından izledikleri, bölgeyi Türkleştirme eylemi dahilinde “Dersim Medeniyete açılıyor” başlığı ile yazdırılan kitaplarda katliamın medeniyet olarak sunulduğunu ibretle satır satır okuyoruz bugün.
Ve Tayyip Erdoğan’ın hesabı ne olursa olsun, toplum vicdanı bugün tarihi ile yüzleşip, hesaplaşıyor.
***
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün hızlandırdığı süreçte Dersim yüzleşmesini başka yüzleşmeler de izleyecek kuşkusuz.
Tarihimizin karanlık sayfalarına hapsedilmiş, yıllarca bizden gizlenmiş eziyet politikaları ile yüzleştikçe, geleceğimizin aynı şekilde seyretmemesi için çaba gösterecek, tavır alacağız.
Bakın bugün AKP iktidarının yargıyı emrine alıp, KCK operasyonu diye ülkeyi siyasi cezaevine çevirme gözü dönmüşlüğüne toplumun demokrat kesimi kararlılıkla karşı durup, alabildiğine tepki gösteriyor.
Toplumsal barış için bu yanlıştan dönülmesi gerektiği telkin ve tavsiye ediliyor.
***
Ancak, gelinen nokta itibari ile; bir yandan geçmişin eziyet ve katliam politikalarını alabildiğine eleştirip, siyaset malzemesi yaparken, bir yandan da aynı eziyet politikasına devam ediliyor olması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varoluş zihniyetinin parti farkı gözetilmeksizin tüm siyasilerce körü körüne benimsendiğini ortaya koyuyor.
Ve gidişat, bir Başbakan Erdoğan’ın da Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’nin konumuna düşeceğini gösteriyor.