Liste uzun olacak ama ne yapalım?

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Özür dilemek bir erdemdir.

Eğer aşağılık kompleksiniz varsa veya yediğiniz haltı hem cümle alem hem kendiniz bidiğiniz halde inkara kalkışıyorsanız özür dilemeye yanaşmazsınız.

Her iki neden de az gelişmişlik ve eğitimsizliğin bir sonucudur.

Türk insanı genelde özür dilemeyi pek sevmez ve özür dilemekten kaçınır.

Türkiye Cumhuriyeti devleti de şimdiye kadar  tarihi ile ilgili hiçbir yanlışı kabul etmemiş, yapılan yanlışların sonucunda oluşan insanlık dramlarından ötürü, hiç kimseden özür dilemeye yanaşmamıştır.

Şimdi, ilk kez bir Başbakan, “Tek amacı CHP’yi köşeye sıkıştırmak olsa bile” geçmişimizin utanç verici bir olayı için, devlet adına özür dilemek erdemini ortaya koymuştur.

Başbakan Erdoğan eğer bu özür işinde gerçekten samimi ise devamını heyecanla bekleyeceğiz.

                                                                                   ***

Devlet olarak da özür dilemeyi bir erdem olarak kabul edip, özür dilemeye başladığımıza göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, herhalde önümüzdeki günlerde öncelikle Ermeni vatandaşlarımızdan özür dileyecektir.

                                                                               ***

Zira, Ermeniler’in uğradığı mezalim, Dersimliler’in uğradığından geri kalmaz.

Dersim’de maalesef büyük bir dram yaşanıyor. Havadan, karadan, toplarla, hatta gaz bombalarıyla, Dersim’de hareket eden her şey, çocuklar, kadınlar katlediliyor” diye devlet arşivini açıklayan Başbakan Erdoğan 13 bin 806 kişinin öldüğünü söyledi.

Ermeni tehcirinin mimari Talat Paşa’nın not defterindeki kayıtlara göre 1915’te göçe zorlanan Ermeni vatandaşlarımızın sayısı 1.5 milyon civarında, aynı kayıtlar bunların 900 binden fazlasının yaşamını yitirdiğini, kadın ve kızların tecavüze uğradığını söylüyor.

Çünkü o zamanki devletimiz, Ermeniler’in malına mülküne el koyup, onları göçe zorladıktan sonra, cezaevlerinde ne kadar katil, hırsız, tecavüzcü varsa serbest bırakıp, göç yolundaki Ermeniler’in üzerine gönderiyor.

Eee dolayısıyla yürekli bir milletvekilinin çıkıp, bu utanç sürgününü gündeme getirmesini ve ardından da Başbakan Erdoğan’ın dünya kamuoyu önünde Ermeni vatandaşlarımızdan özür dilemesini bekliyorum.

                                                                                ***

Hatta, Hrant Dink’in göz göre göre ölüme gönderildiği süreçte zatı alileri bizzat devletin başında bulunduğundan, cinayet  yardım ve yataklık edip de mahkemenin yargılanmaları yolunda karar aldığı bazı kamu görevlilerini milletvekili seçtirerek, bir anlamda suikastin örtbas edilmesine fırsat tanıdığından dolayı da Dink’in ailesinden hem devlet, hem de bizzat şahsı adına özür dilemesi, devlet geleneğimizde yeni, asil ve şık bir sayfa açılmasına vesile olacaktır.

                                                                                ***

Başbakan Erdoğan’ın Ermeni vatandaşlarımızdan sonra gönlünü alıp özür dileyeceği başka azınlıklarımız da var biliyorsunuz.

Hani şu  6-7 Eylül’de İstanbul’da yaşayan öncelikle Rumlar olmak üzere azınlık konumundaki  vatandaşlarımızın malının mülkünün yakılıp, talan edildiği mesele yani.

Başbakan müslüman, dini bütün, yalnızca Türkiye’nin değil tüm islam aleminin lideri bir siyasetçi.

Dolayısıyla,  vatandaşlarımızın ülkelerini terketmeye zorlandığı bu zorbalığı şiddet ve nefretle telin edip, olaylar sırasında 400 civarında kadının Türkler’in tecavüzüne uğramış olmasının kamburunu bundan sonra sırtımızda taşımamıza  izin vermeyecek, Atatürk’ün Selanik’teki evinin yakıldığı iddiasıyla halkı galeyana getirerek, azınlıklara zulmeden bir zihniyeti şiddetle reddedecektir.

                                                                                ***

Başbakan mutlaka Latif Can, Efraim Ezgin, Hürcan Gürses, Osman Nuri Uzunlar, Serdar Alten, Faruk Ersan ve Salih Gevenci’nin isimlerini duyunca buruk bir şekilde başını iki yana sallayacak, bu gençleri telle boğan Abdullah Çatlı ve Haluk Kırcı gibi ölüm makinelerinin yıllarca devletin kaynaklarından beslenip, korunmalarınan duyduğu üzüntüyü de bir fırsatını bulduğunda elbette dile getirecektir.

                                                                                 ***

Ve eminim daha sonra sıra Malatya, Kahramanmaraş, Çorum katliamlarına  gelecek, Başbakan Sivas’ta aydın ve yazarların diri yakıldığı katliamın Türkiye Cumhuriyeti Tarihi’ndeki en utanç verici olaylardan biri olduğunu bir kez daha devlet adına dile getirip özür dilerken, bizlere bu katliamları miras bırakanları nefretle anarken, vatandaş olarak kendimizi daha iyi hissetmeye başlamamıza vesile olacaktır.

Liste biraz uzun ama ne yapalım, bir kere başladı, inşallah sonuna kadar gidecek Başbakan.

 

 

Liste uzun olacak ama ne yapalım?