İlkel tepkiler ve ilkel habercilik!

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Alman Parlamentosu’nun “soykırım” tasarısını kabulünün ardından tüylerimi ürperten haberi İhlas Haber Ajansı yayınladı.

Güya memleketinde, Yeşiller Partisi Milletvekili Cem Özdemir’in posterini asmışlar, gelip geçen yüzüne tükürüyormuş!

Böyle bir haberin servise konulmuş olması meslek adına utanç verici!

Medya bu kadar sorumsuz, duyarsız, tahrikkar olursa, diğerlerine söyleyecek sözü kalmıyor insanın.

Bizim gibi düşünmeyen ve davranmayanın yüzüne tükürerek çıkacağız herhalde bu karanlıklardan aydınlığa öyle mi?

Bu kadar ilkel bir tepki ve ilkel bir habercilik olur mu? Ne yazık ki oluyor!

                                               ***

Dün, “Celal Doğan’ın HDP milletvekili olduğu ve de HDP’nin Türkiye’nin bütünlüğü aleyhine çalıştığı” gerekçesiyle Fenerbahçe üyeliğinde ihracı istemiyle ilgili haber okuduğumda bir kez daha irkildim.

Biz halen güzel günler göreceğiz umuduna bağlanmaya çalışırken, birilerinin, Türkiye’de yaşayan insanları ayrıştırma, birbirine düşman belletme, kin ve nefret besletme politikalarında inanılmaz başarılar elde etmiş olduğunu görmek, dehşete düşürüyor insanı..

İnsanlar birbirlerine karşı düşmanca ve ilkel tavır sergilemek için her bahaneye sarılır olmuşlar..

Ne yazık ki toplumun büyük kesimi, kendini şuursuzca bu ayrıştırma girdabına bırakmış durumda.

                                               ***

Alman Parlamentosu’nun “Ermeni Soykırımı” tasarısını oylamasının ardından tepeden tırnağa gösterilen tepkileri izliyorum…

İfrada kaçan, çarpıtan, neyin ne olduğunu bilmeden kafadan esip yağan açıklamalar havada uçuşuyor.

Sanki, 1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelendiren yalnızca Almanya.

                                               ***

1915 olaylarının “soykırım” olduğunu tanıyan ülkeler arasında, Kıbrıs Cumhuriyeti, Arjantin, Litvanya, Avusturya, Lübnan, Belçika, Lüksemburg, Bolivya, Paraguay, Brezilya, Polonya, Bulgaristan, Rusya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Ermenistan, Suriye, Fransa, Şili, Hollanda, Uruguay, İsveç, Vatikan, İsviçre, Venezuela, İtalya, Yunanistan ve Kanada var.
Amerika Birleşik Devletleri'nde, 44 eyalet Ermeni Soykırımı'nı kabul etmiş.. Galler, İskoçya, Kuzey İrlanda 1915’i soykırım olarak tanımlıyor.
İspanya'nın özerk bölgesi Bask Parlamentosu ve Avustralya'nın Yeni Güney Galler eyaleti de Ermeni soykırımını kabul etmiş.

Dolayısıyla Alman Parlamentosu’nun kararı ne ilk, ne de son olacak…

                                               ***

Bir başka deyişle, sizin devlet veya millet olarak bunu kabul etmemeniz, inkar etmeniz, dünyadaki bir çok devlet tarafından kabul ve itibar görmüyor.

Zira 4-5 bin yıl öncesinden beri bu topraklar üzerinde yaşamış Ermeni nüfus buharlaşıp, uçmadığına göre, nerede olduğunu açıklamanız lazım. Tıpkı Gaziantep’te yaşamış olan 35 bin Ermeni’nin nerede olduğunu açıklamanız gerektiği gibi…

Bugün, 1915 olaylarıyla ilgili kitapların önemli bir kesiminin kaynağını, o süreçte Türkiye’nin değişik bölgelerinde görev yapan Alman ve Amerikalı diplomatların ülkelerine gönderdikleri kriptoların oluşturduğunu da hatırlatmakta fayda var.

                                               ***

Mesele, yalnızca Alman Parlamentosu’nun kararı meselesi değil…

Toplum olarak her olay karşısında göstermeye başladığımız tepkilerin insan hak ve hürriyetleri sınırının, ilkellik düzeyine dolayısıyla tehlikeli boyutlara gelmiş olması…

Mesele, Celal Doğan’ın Fenerbahçe kulübünün üyesi olup olmama meselesi de değil…

Celal Doğan’ı hepimiz tanırız, Fenerbahçe kulübü üyeliğine son verilmiş veya verilmemiş, umursar mı?

Hiç zannetmem, gülüp geçer…

Ama eğer bu ülkenin insanları HDP’yi ve Celal Doğan’ı Türkiye’nin aleyhine çalışıyorlar diye suçlamaya yelteniyorsa, işte tam da gelinen süreç, ülkenin “çook ama çok “önemli meselesi haline gelmiştir.

Zira, bu girdap yutarsa hepimizi yutar…

 

 

 

 

İlkel tepkiler ve ilkel habercilik!