Günah Keçisi FETÖ mü?

YAYINLAMA: 08 Ağustos 2016 / 20.00 | GÜNCELLEME: 08 Ağustos 2016 / 20.00

Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır der  Bertnart Russel . Son başarısız darbe girişiminden sonra darbenin nedenlerini sorgulamak yerine, cumhurbaşkanı tarafından hedef olarak gösterilen Gülen cemaati bütün kötülüklerin anası olarak görülüyor. Düne kadar cemaate bir şekilde bulaşmış, himmet etmiş, sohbetlerine katılmış en azından gazetelerine abone olmuş olanlar, hep bir “yanıldık, kandırıldık” söylemi ile kendi vicdanlarını rahatlatmaya çalışıyorlar.

Cumhurbaşkanı da “Kandırıldık Allah ve milletimiz affetsin” dedi. Dedi ve bütün sorumluluklarından kurtuldu. Şimdi televizyonlarda gazete köşelerinde Fetullah Gülen'in nasıl kötü bir kişi olduğu anlatılıyor. Muhterem hoca efendilikten şeytan, köpek, sünepe gibi ifadelerle itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.

Bu ortamda bir kişi de cemaate şu ya da bu şekilde yardım edenlerin hiç mi suçu yok demek yerine günah keçisi olarak FETÖ dedikleri örgütü taşlamakla meşguller. Bunları görünce akla bildik hikaye geliyor.

Hz.İsa'nın köyünde bir kadın gönüllü ''fahişelik'' yapıyormuş. İstediği erkekle birlikte oluyor istemediği erkeği reddediyormuş. Birlikte olduğu erkeğin eşleri kadını kıskanıyorlarmış. Birlikte olmak isteyip de reddedilen erkekler de kıskanıyorlarmış. Böyle olunca köyün içinde bir dedikodu furyası başlamış. Fahişelik yasaklansın diye. Sonuçta köyün ortak görüşü, kadın fahişeliğe devam ederse taşlanarak cezalandırılacak. Tabi kadın, bildiği şekilde davranmaya devam etmiş. Köylüler, ortak kararla kadını bir çukura gömerek etrafında bir daire oluşturmuşlar. Ellerinde taş, köyün ileri geleni olan din adamının ilk taşı atmasını bekliyorlarmış. Din adamı ilk taşı atmaya hazırlanırken, İsa “durum” diye seslenmiş. “İlk taşı hiç günahı olmayan birisi atsın” demiş. Herkes birer ikişer taşı bırakmış. Din adamı elindeki taşı bırakmamış. İsa din adamının yanına yaklaşmış, “Senin de fırıncının karısı ile oynaştığını söylerim herkese demiş” ve fahişe kadın taşlanmaktan kurtulmuş.

Evet hikaye bu bizim ülkemizin gerçekliğini özetliyor. Nasıl ki fahişe ile birlikte olanlar bile taşlayacaklar arasında yerlerini almışlarsa, dün FETÖ ile şu ya da bu şekilde ilişkilenmiş insanlar da ellerinde taş, dillerinde küfür Fetullah Gülen'i taşlıyorlar.

Bu ülkede eğer ki bugün ''fahişeyi'' taşlayacak isek, bunu ancak solcular, sosyalistler, Kürtler, Aleviler yapabilir. Çünkü bir tek onlar bu FETÖ denen yapıyla ilişkilenmediler. Tersine cemaat yapılarının bilinçli saldırılarına, operasyonlarına maruz kaldılar.

Erdoğan, “Allah affetsin” diyerek, siyasi sorumluluğunu Allaha havale ederek kendini temize çıkarmak istiyor. Oysa hukuk devletinde suç varsa ceza da vardır. Darbe girişimine gerçekten katılmış, sorumluluk taşımış insanlar yargılansınlar. Suçları sabit görüldüğünde, gerekli cezayı da alsınlar. Ancak siyasi sorumluluk taşıyanlar da bedelini siyaseten ödemelidirler. Bunun da yolu istifa etmekten geçmektedir. Erdoğan ve  AKP yöneticileri, hükümet üyelerinden beklenen onurlu davranış istifa etmeleridir. Yoksa hamasetle kitlelere yeni yalanlar söylemek değil.

Yeni yalanlar dedim ya ne yazık ki söyleniyor. Yeni yalanın ortak teması darbeye karşı milli birlik içinde bir karşı duruş. Demokrasi nöbeti tuttuğuna inanan kalabalıklar milli beraberlik yalanına inanabilirler. Bu doğal.

Ya siyasi partilere ne oluyor? MHP'nin milli deyince bütün diz bağları çözülür. Onu da anlamak mümkün. Ya CHP'ye ne oluyor? Kime karşı milli birlik? Nasıl bir birlik? HDP meclisteki bu ''milli birlik'' ortaklığından dışlanıyorsa, kime karşı milli birlik sorusunun cevabını anlıyoruz demektir.

Sistem içi partilerin devletin etrafında oluşturdukları bu ''milli birlik'' darbeciler bahane edilerek Kürtlere, Alevilere, Sol ve Sosyalistlere karşı yeni bir devlet yapılanmasının harcını karmaktadır. CHP bu inşada olsa olsa amele olacaktır. 7 Ağustos mitingine Bahçeli'nin ve Kılıçdaroğlu'nun katılması devletin sistem içi siyaseti tekleştirdiğinin göstergesidir.

Celal DENİZ

 

 

Günah Keçisi FETÖ mü?