Gaziantep Adliyesi yüzde 20 kapasite ile çalışıyor
Dün yeni adli yıl başladı.
Gaziantep Adliyesi’nde 200 civarında hakim-savcı görev yapıyor.
Bu rakam şimdilik 40 kadar.
Ekim ayında yeni hakim ve savcıların geleceği bildiriliyor.
Yeni açılan davalara ancak Aralık ve Ocak 2017 tarihine gün veriliyor.
Avukatlar yeni dava almaya çekiniyorlar, bekleyiş içindeler. Devam eden davaların da nasıl olacağını kimse bilmiyor.
Hukuk tarihinde hiç yaşanılmamış olaylar yaşanılıyor.
Ama, her şeye rağmen görevine son verilen, tutuklanan, meslekten ihraç edilen hakim ve savcılar için halkımızın yürekten desteği var.
Bazı insanlar geriye dönüyor, kaybettikleri davaların nasıl kaybedildiğini tahmin ediyor. Bunlardan birisi de benim.
Hukuk kisvesi altındaki ihanet şebekesi, cemaatın menfaatlarını gözeterek verdikleri haksız, vicdansız kararlarla kimbilir ne kadar masum insanın hakkını yediler. Bu hercümerc içinde geriye dönüş olamayacağına göre Allah hepsinin belasını versin demekten başka ne yapılabilir ki…
Barolar Birliği’nin, Adalet Bakanlığı’na bir teklif yaptığı iddia ediliyor.
On sene hizmet yılını doldurmuş avukatların yemin ederek hakim ve savcı olarak görevlendirilmesini teklif etmişler.
Bu, ihtiyaç olduğunda Fransa’da da uygulanan bir yöntemmiş.
Mutlaka zorlukları vardır, ama Türkiye gerçekten hukuk tarihinin en önemli olağanüstü halini yaşıyor.
Barolar Birliği de böyle bir yöntemi tavsiye ettiğine göre neden olmasın ki…
Yüreği gerp gürp edenler!..
Şu sıralar gazetelere yöneltilen soruların bir kısmı şöyle:
Falancanın tutuklandığı doğru mu? Filanca gözaltına alınmış, öyle mi?
Ama en çok sorulan can alıcı olanı ise;
Hani Gaziantep cemaatın merkeziydi, yani bütün cemaat şu tutuklanan birkaç kişi mi?
Operasyonlar gizli yapıldığı için sağılıklı bilgi iletişimi yok.
Vatandaşın, “şirketinin adı cemaat liderini anımsatan mimar-müteahhit binalarını uygun fiyatlarla elden çıkarıyormuş ve arandığı söylenen bir fabrika sahibi bu ayın sonuna doğru oğlunu evlendiriyormuş, neden yakalanıp sorgulanmıyor”, sorusuna gazeteler ne yanıt verebilir ki?…
Antep bir sanayi şehri. Cemaatçıları saptayan komisyon, fabrikalarda çalışan işçileri de düşünmek zorunda. Ticari hayatı aksatmamak için temkinli davranmak mecburiyetinde.
Ama şurası da bir gerçek ki; yapanın yanına kar kalmayacak titiz bir çalışmanın sürdürüldüğüne eminim. Hemen herkesin aklındaki isimlere sırası gelince gidilecektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan zaman zaman, operasyonların hızlandırılacağını, eminim vicdanlara su serpmek için söylüyor. Belki operasyon gecikiyor, ama bir de yüreği gerp gürp edenleri düşünün, bu da bir nevi cezalandırma değil mi?
Galiba pisgevüt ikram edilmiş, Devlet Bey’in yüzü gülüyor…