‘Basında güven’den hatalar!..
Pazar günü de bizi, Gaziantep’i manşetine taşımış.
‘Gaziantep’te seferberlik’ manşetinin altında, ‘Kentteki Suriyeliler ve savaşın hüküm
sürdüğü komşudaki son gelişmeler ekonomide fırsat olarak görülüyor’ diyor.
Komşularımızda savaş sürerken bunun bize ekonomide fırsat olarak yansıdığını iddia ediyor.
Sizce bunun bir mantığı var mı?
Zaten Irak’a ihracatımızın sürekli gerilemesi bu tezin saçmalığını kanıtlıyor.
Milliyet gazetesine göre Gaziantep’te 700 Suriyeli şirket varmış.
Bu da yanlış, eksik bilgi.
Doğrusunu yazmak bu kadar mı zor!
Gaziantep’te kayıtlı 18 bin şirketten 900’ünün Suriyelilere ait olduğu ve bu rakamın
da Türk işletmelerinin yüzde 5’ine ulaştığını GTO açıklayalı bir ay bile olmadı.
Bir başka hata ise, Eyüp Bartık Gaziantep Ticaret Odası Başkanı olarak tanıtılıyor.
Bartık, 31 Ekim’de istifa etmişti. Milliyet gibi bir gazetenin üstelik manşet haberinde
bu kadar çok hata yapmasına şaşırmamak elde değil!
‘Milliyet’ başlığı ile altındaki ‘Basında Güven’ logosu birbiri ile çelişiyor. Buna üzüldüm.
Abdi İpekçi görse ne derdi acaba? Kulaklarını çekerdi herhalde…
Geçmiş zaman olur ki
Çocukluğumdaki bayramları hatırlamamak elde değil, gerek milli bayramlar, gerek dini bayramlar çocuklar için olsun çok önem verilen günlerdi. Şimdilerde bayramlar önemini ve güzelliklerini yitirdi ve git gide yok olacak diye üzülüyorum. Çünkü bayram demek mutluluk, sevinç, paylaşım büyüklerin anılması, küçüklerin sevindirilmesi demektir.
Milli bayramlar ayrı ayrı güzelliklerde kutlanırdı. 23 Nisan Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ve ulu Atatürk’ümüzün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım Atamızı Anma, doğumu, okul hayatları yurdumuzu düşmanlardan temizlemesi Cumhuriyetin kuruluşu bizler bugünlere onun ve silah arkadaşlarının cephelerde savaşı yurdumuzu düşmanlardan temizlemesi güzel bir Türkiye bırakmasını ona borçluyuz.
23 Nisan Çocuk Bayramı Atatürk’ün çocuklara armağanı idi. Her bayram bütün okullar hazırlık yapar, her yıl ayrı ayrı rengarenk kıyafetler hazırlanır, ellerimizde küçük bayraklarla sıralar halinde bayram yeri olarak hazırlanan yerde toplanırdık. Milli marşlar, şiirler, İstiklal Marşı, gökyüzüne çekilmiş bayraklar, bütün halk sokaklarda alkışlarla resmi geçitten geçerdik. O hafta okullarda bayramın niçin yapıldığı ve önemi ders olarak anlatılır, bayramı haftalarca kutlardık. Sınıflarımız bayraklarla süslenirdi.
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı Atatürk’ün gençlere armağanıdır. Ortaokul ve Lise öğrencileri katılırdı. Bir ay hazırlık yapılır. Beyaz şort, beyaz atlet, beyaz çorap ve beyaz spor ayakkabıları giyerdik. Başka bir sene farklı kıyafetler rengarenk giysiler ve çeşitli hareketler çalıştırılır, bir düzen ve nizam dahilinde müzikle hareketlerimizi yapardık. Kah bayrak şekli verilir ay yıldızlı gösteri. Kah Türkiye haritası şekli verilirdi. Seyrine doyum olmayan etkinlikler dolu dolu milli duygular aşılanmış gençler olarak yetiştik. Büyük kurtarıcımız Atatürk olarak hafızalarımıza kazındı unutamayız, Cumhuriyetimiz laik ülke, demokrasi, seçme seçilme bizlere Atatürk’ün hediyesidir.
29 Ekim Cumhuriyet bayramı kutlamaları ayrı bir şenlik, ayrı bir kutlama törenleri olurdu. Biz gençler için önemli bir bayramdı. Çünkü Cumhuriyet Bayramı idi.
30 Ağustos Zafer Bayramı ayrı bir şenlikti. Askerlerin bayramı idi. Resmi geçitten geçerler marşlar söylenir, halk kaldırımlarda seyirci olarak alkış tutarlardı.
Geceleri ayrı bir şenlik olur, caddelerde fener alayları geçerdi. Meşaleler ellerde askerlerin rap rap yürüyüşlerini hala unutamam.
10 Kasım Atatürk’ümüzün ölüm yıl dönümünde her okulda ayrı ayrı anma törenleri yapılır şiirler okunur hayatı anlatılır. Yaptığı savaşlar anlatılır. Yurdumuzun düşmanlardan temizlenmesi anlatılır. Bu duygularla çocukluk ve gençlik dönemlerimiz geçti.
Bayramlar gittikçe önemini yitiriyor. Çocuklar milli duygulardan yoksun büyüyorlar, ne milli değerlerimiz, ne kültürümüz, ananelerimiz hiçbir şeyin önemini tatmıyorlar. Okullarda göstermelik kutlamalar, o kadar da önemli değil duyguları aşılanıyor beyinlere. Yazık oluyor. Yeni nesil gençlik nereye gidiyor bilinmez oldu.
Ne güzel günlerdi geçmişimi çok özlüyorum. İyi ki o günleri, o bayramları yaşamışım özlemle anıyorum.
Niçin bu hale geldik, gitgide milli duygular silinmeye çalışılıyor. İçimizde vatan hainleri türedi. Okullarda eğitim tarzı değişti. Ahlak, din, dil, ırk, karma bir topluluk olduk. Bayramlar gösterişsiz ve önem verilmeden geçiştiriliyor.. Bayram sevincimizi ve heyecanımızı mutluluğumuzu yok ediyorlar. Bu durum karşısında ne toplum mutlu, ne de çocuklar ve gençler bir boşluktalar.
Bazen hayal ediyorum: Masallarda olduğu gibi bir peri gelse, çubuğu ile dokunsa dile benden ne dilersen diye sorsa.
Derim ki: Bana eski mutlu günlerimi geri getir. Kirlenmiş dünyayı götür. Benim temiz dünyamı geri getir. İçinde mutluluk, huzur, sevgi, saygı, örf, adet, gelenek ve göreneklerimiz büyüklere saygı, küçüklere sevginin olduğu bir dünya isterim. Terör yok, savaş yok, masum yavrular öldürülmesin, tertemiz bir dünya istiyorum ve hayal ediyorum.
İnşallah dualarım kabul, hayallerim gerçek olur.