Böyle bir haber manşet olmaz!..
Habertürk gazetesinin dünkü manşeti garipti:
‘ABD ile ikinci iade krizi’…
Birincisi malum, FETÖ elebaşı Gülen’in iadesini ısrarla talep ediyoruz.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve uzmanlardan oluşan heyet bavul dolusu belge ile ABD’ye gitti ve Gülen’in Türkiye’ye iadesini resmen talep etti.
Türkiye için son derece önemli, ülkenin bekasına kasteden bir çete liderinin iadesi ABD ile aramızda, henüz krize dönüşmedi ama yarattığı büyük sorun sürüyor.
Birincisi henüz krize dönüşmeden, iade edilmeyen mozaik parçalarını kriz yarattı diye manşet yapan Habertürk gazetesinin bu garip tavrını şaşkınlık olarak değerlendiriyorum.
ABD’nin Ohio eyaletindeki Bowling Green Devlet Üniversitesi’nin Wolfe Sanat Merkezi’nde sergilenen bir düzine mozaik parçasının hikayesi şöyle…
Zeugma mozaiklerini devletten önce kaşfeden eski eser kaçakçıları 1960’lı yıllarda yer mozaiklerinin önemli gördükleri parçalarını, insan figürlerini sökerek ABD’ye kaçırmışlar.
Bowling Green Devlet Üniversitesi yetkilileri de bu mozaik parçalarını 1965 yılında New York’taki eski eserler satan bir galeriden 35 bin dolar karşılığı satın almışlar.
Mozaik parçaları bu sanat merkezinde olağanüstü bir şekilde sergileniyor. Taban mozaikleri olduğu için tabana camdan kutucuklar yapmışlar. Camın üzerinde yürürken alttaki mozaikleri net bir şekilde görebiliyorsunuz.
Bu ilginç mozaik parçaları sergilenmeye başlanınca çok ilgi görüyor ve basın kısa bir süre sonra bunların Zeugma’dan çalıntı olduğunu yazıyor.
Bu yazılar üzerine üniversite hemen yazılı bir açıklama yaparak, “doğrusu neyse onu yapacağımızı beyan ederiz” diyor.
Mozaik parçalarını satan New York’taki galeri sahibi Peter Marks, mozaik parçalarının, Princeton Üniversitesi’nin kazı yaptığı Antioch antik kentinden geldiğini iddia edince Brown üniversitesinden profesör Rebbecca Molholt, “Ne alakası var, mozaik parçalarının Zeugma’dan geldiğine dair en küçük bir şüphe bile yok” deyince tartışmalar hemen sona eriyor.
Bowling Green Devlet Üniversitesi yetkilileri bu arada Kültür Bakanlığı ile temasta bulunuyorlar. Acaba bu mozaik parçalarını belli süre sanat merkezinde tutup sonra iade edebilirler mi, bunun araştırmasını yapıyorlar. Genel Müdür Abdullah Kocapınar bunu kabul etmiyor.
Mozaik parçalarını iade hikayesi 2012 yılında başladı. Gaziantep’te yerel bir gazete bu konuda ipe sapa gelmez yayınlar yapmıştı. O zaman da yazmıştım.
İşin doğrusu buydu. 10-20 yıl gibi bir süre verilip sonra Zeugma Müzesi’nin envanterine geçirilecekti.
Bize bunun ne zararı olabilirdi ki! Orada Zeugma’nın bedava reklamını yapacaktık. O salona müzemizden görseller de göndererek, esaslı pazarlama yapabilirdik. Maalesef olmadı.
Bu olay 2012 yılında patladığında, orada yerel bir gazete şunları yazmıştı:
“Türkler, mallarına sahip olamıyor. Kaçakçılık 1960’lı yıllarda yapılmış, sene 2012, Türkler mozaik parçalarının peşine düşüyor, Şimdiye kadar aklınız neredeydi?”
Bu ahmakça yoruma tabii ki cevap verildi. Ancak, kızmayalım, gerçek payı da var!
Bowling Green Devlet Üniversitesi yetkilileri bir ara şöyle bir teklif de yaptılar:
“Biz buna 35 bin dolar ödedik. Verin bu parayı, mozaik parçalarını iade edelim.”
Kabul etmedik haliyle…
Çaldığınız malımızı parayla satın alacak kadar ahmak değiliz, dedik!
Bu konuda bir anlaşma sağlanabilir. Onlara sergilenmek üzere, belli bir süre koyarak, bizde fazla olan mozaik parçaları verebilir, müzemizin reklamını sürdürebiliriz.
Ama bu kafayla zor tabii…
Son olarak…
Şu anda müzede, sizce envanterimizdeki mozaiklerin yüzde kaçını sergiliyoruz, diye bir soru sorsam, ne tahmin edersiniz?
Ben biliyorum ama yazayacağım, çünkü çok üzülürsünüz.
Depoda duran malları çıkarıp sergilemek yerine dışarıdaki birkaç parça için fırtınalar koparmanın ne anlamı var acaba?
Habertürk, bu haberi neden manşet yaptı, bilmiyorum. Ama şunu biliyorum ki, manşetlik bir haber kesinlikle değil.
Zaar bir bildikleri var…