"Partili Cumhurbaşkanı" sorunu...
Tarihten hiç ders çıkarmıyoruz kendimize... Çıkarmıyor ve tarihi tekrar tekrar yaşayıp gidiyoruz. Özellikle siyasal alanda rol alan aktörlerin tarihi hep kendi açılarından algılıyorlar. Güncel olayları yorumlarken de kendileri için gül bahçeleri hazırlıyor, rakiplerini ise çamurda/batakta görmek istiyorlar.
Siyaset dünyamızda son bir kaç yıldır ağızlarda sakız edilip çiğnenen "Partili Cumhurbaşkanı" olma hevesi/arzusu ülke gündeminden bir türlü düşmüyor.
Düşmez de... Çünkü, dünü anımsama algımız kurumuş/yok olmuş adeta.
Daha öncelerini anımsayanım bu konuda:
1954 seçiminden sonra bir vesile yurt gezisine çıkan zamanın Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eline aldığı bastonun sapını DP harflerinden oluşan şekilde yaptırınca tartışmalar ayyuka çıktı.
"- Sen Cumhurbaşkanısın, bunu yapamazsın!.."
"- Cumhurbaşkanı tarafsız olmak durumundadır!.."
"- Hem Cumhurbaşkanı, hem DP (Demokrat Parti) olamaz!.."
Günlerce süren tartışmalar ülke gündeminden düşmedi.
Sonunda Atatürk'ün Başbakanlarından Celal Bayar, düştüğü yanlıştan dönüş yaptı da konu kapandı.
O zamanlar günümüzün "Partili Cumhurbaşkanı" konusu tartışılmadı, sadece Cumhurbaşkanı Bayar, eline DP bastonu alıp halkın huzuruna çıktı diye eleştirildi.
Sonuç değişmedi...
Bayar, DP'den gelen/mensubiyeti olan bir Cumhurbaşkanı olarak alenen değilse de; Başbakanı Menderes'in, yani DP'nin icraatlerini yaptığı yurt ziyaretlerinde yurttaşlara anlattı. Övdü...
Ne değişti?
Menderes Başbakan olarak iç ve dış sorunların üzerine giderken Cumhurbaşkanı Bayar'ın desteğini gördü.
Bugünlerde yine ülke gündemine gelen Kıbrıs Müzakereleri için Londra'ya giderken hem Cumhurbaşkanı Bayar'ın, hem de anamuhalefet (CHP)'in lideri İnönü'nün desteğini aldı.
Diyeceğim o ki; ülkede siyaset anlayışı muhabbete dönüştüğü zamanlar kalkınma için daha sağlıklı kararlar alınabiliyor.
"Sen zot,ben zot; ata kim verecek ot?" anlayışının, yani siyasal inatlaşmanın ülkeye bir yararı olmadığı gün gibi ortada...
Cumhurbaşkanı dün "partisiz"di...
Bugün "partili" olsun isteniyor.
Kim istiyor? İktidar partisi AKP...
Yani, "bir grubun/partinin Cumhurbaşkanı" olmanın anlamını/yararını birisi çıkıp anlatsa da öğrensek...
Cumhuriyet 93 yıl önce ilan edildi.
Bugüne değin Cumhurbaşkanlığı makamından gelen hangi ülke sorunu yaşandı da bundan zarar görüldü?
Xxx
Demokrasiyi yerleştirip/kökleştirmede başarılı olamayınca birbirimizle ağız kavgası etmeyi iyi becerdiğimizi inkar etsek ne çıkar. Siyaset erbabı; yaşanan sorunların bölüntüye yol açtığını, bunların bitmez tartışmalarla değil, genel bir uzlaşı ile çözüleceğinin yararını ne zaman öğrenecek acaba?