İnsafsız bankacılar!
Çok sevip değer verdiğim Gaziantep’in önemli bir işadamı, sanayici arkadaşım geçenlerde bana şunları anlattı:
Hammaddemizi sürekli Almanya’dan temin ediyoruz. Her ay muntazam havalemizi yapıyoruz, parayı alınca malımızı da gönderiyorlardı. İyi bir işbirliği içindeydik.
2007-2008 yıllarındaki o kriz sırasında sıkıntıya girdik. Bankalar malum yüzünü göstermeye başladılar. Tahsil edilen çeklerimizi, 3 ay sonra ödemeniz var diye alakoydular. Yapacak bir şey kalmamıştı. Almanya’ya da havale gönderemediğimiz için hammaddesiz kalan fabrikayı kapatmak üzereydik ki, Alman firmadan telefon geldi.
Merak etmişler, aylık havaleyi neden göndermediğimizi!.. Durumu kendilerine anlattık, paramız olmadığını söyledik. Aldığımız cevabı asla unutamıyorum. Daha sonra ödenmek üzere bize aylık hammaddemizi aksatmadan gönderdiler. Bir süre sonra ekonomik durum düzelince borcumuzu ödemek istedik.
“Hayır” dediler.
“Şimdi siz eskiden olduğu gibi aylık hammadde bedelini peşin gönderin. Biriken borçları, daha sonra, ekonominiz stabil hale gelince taksitler halinde ödeyebilirsiniz.”
Şu hale bakar mısınız?
‘Cücükçü’ faiziyle para kullandıran bankalar, koskoca sanayi işletmesini, istihdamını yok etmekten hiçbir sorumluluk duymuyorlar.
5 Bin kilometre ötedeki ‘elin gavuru (!)’ o sorumluluğu duyuyor ve işletmenin yaşaması için elini taşın altına koyuyor, hem de kimse talep etmeden…
Bu yıl karını artıran en baştaki sektör bankacılık.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu(BDDK), 'Türkiye Bankacılık Sektörü' raporuna göre, bankacılık sektörünün 2016 yılı Ocak-Eylül döneminde net karı yüzde 54,8 artışla 29,04 milyar TL. olarak gerçekleşti.
Buna göre, 2015 yılının ilk 9 ayında 18 milyar 755,3 milyon TL. olan net kar, bu yıl aynı dönemde 29 milyar 38,03 milyon TL'ye çıktı.
Önümüzdeki günlerde son çeyreğin açıklanması ile kar rakamının 40 milyar TL’ye yaklaşacağı kesin.
Bunun en büyük nedeni, bu sektörde rekabet yok.
Kendilerine sorarsanız, “Efendim, bu ülkede tasarruf yok, biz de elin gavurundan aldığımızı size satıyoruz” gibi abuk subuk laf ediyorlar.
Nuhneviden kalma yasalarla korundukları için, bunları eleştirmek de pek mümkün değil.
BDDK’ya göre Türkiye’de 34’ü Mevduat Bankası, 13’ü Kalkınma ve Yatırım olmak üzere 47 banka var.
Amerika’da 6 bin 85 banka var, nüfusları bizim 4 katımız ancak banka sayısı Türkiye’dekinin tam 135 katı.
Türkiye’de 1 milyon 680 bin 444 kişiye bir banka düşerken, Almanya’da 42 bin 275, İtalya’da 81 bin 356 kişiye bir banka düşüyor.
Yani, bizim bankacıların palavralarına inanmayın!
İnsafsız, vicdansız para makineleri onlar!..
AB raporunda ayrıca rekabetçilik seviyesini ölçen Herfindahl-Hirscman Endeksi’ne göre 2008 yılı itibariyle Türkiye bankacılık piyasasında rekabetçilik Avrupa Birliği’nin çok altında. (Türkiye- 886, AB 653)
Eminim şimdi (2017) daha kötüdür.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bankalar için bütün söylediklerine katılıyorum.
Bir bakarsınız bu sene referandumdan sonra hepsi millileştirilir!..
Aslında keşke bir anket yapılsa, vatandaş bankalar hakkında ne düşünüyor diye.
Anket sonucu eminim bu düzenin, çirkin bankaların sonu olur.