Cumhuriyeti kimlere teslim edeceğiz?
1940'lı yıllar... İkinci Dünya Savaşı"nın en kanlı vuruşmalarının yaşandığı günler, aylar... Alman nazi güçleri Trakya sınırlarımıza dayanmış, ha saldıracak, ha saldıracak topraklarımıza...
Türkiye, dünyaya örnek olan "Kurtuluş Savaşı" sınavından başarı ile çıkışının yirmili yılları...
Yeni bir savaş için Türkiye'de nefesler tutulmuş, herkes ne olacak bekliyor.
Savaşa girecek miyiz?
Bugün bile şükürle karşılarız ki, dış güçlerin tüm entrikalarına düşmedik, bu kanlı İkinci Dünya Savaşı'na girmedik.
Siz aldırmayın o dönemi yaşamayıp, o sıkıntıları göğüslemeyip bugün işkembeden atıp tutanlara...
Savaşa girmedik, kanımız akmadı, şehit yada ölü vermedik, ülkemiz ayakta kaldı.
İstila görmedi.
Böyle buhranlı, sıkıntılı günleri atlatmış bir ülkede yönetici olmak kolay mı?
Savaşa bulaşılmamıştır ama hiç dikkate alınmaz, yaşanan ekmek, gaz, tuz vb. sıkıntılar için başta İsmet Paşa ve dönemin hükümetleri eleştirilir.
Ne zaman mı?
Çalışmayan kimi beyinlerce, kimi aciz dillerce; İsmet Paşa'nın 1946 yılında "Çok Partili Dönemi" başlatmasıyla...
Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, uz görüşüyle iki kez deneyip "daha zamanı var" kanısıyla vazgeçtiği "Çok Partili Dönem", 1946 yılına İsmet İnönü'nün emriyle ülkede uygulamaya konuldu savaş sonrası.
Savaş sonrasının yoklukları içinde...
Amaa...
Şom ağızlar açılmış, İsmet İnönü'ye getirdiği demokrasi için övgü değil; sövgülerle karalama yarışı yapılır habire...
Hem de demokrasinin ilk günlerinde...
Kimler mi? Kapanan/kapatılan "C.Serbest Fırka" kurucu ve taraftarlarının katıldıkları yeni dönemin ilk siyasal kuruluşu kimi DP'lilerce...
Demokrasimizde sövgülü, karalamalı dönemin başlangıcıdır bu...
Xxx
Ülkede yeni bir dönem başlamış, ufukta demokrasi güneşi doğmuş ilk yıllar... Savaşa bulaşmadan demokrasiye ulaşıldığı günler. Yine yokluklar var ama; milletçe umut ve demokrasi bayramı yaşanıyor.
Yıl 1947... Takvimler 4 Eylül gününü gösteriyor. İsmet İnönü, Lozan'dan arkadaşı Hasan Saka'yı Başbakan olarak atar.
Cumhuriyetin kurucu kadrosunun birincil amacı; çağdaş bir eğitim düzeni ve anlayışıyla genç kuşakları yetiştirmek ve gelecekte onlara ülkeyi teslim etmek...
Cumhuriyet'in ilk dönem aydınlarından Vedat Nedim Tör (1897-1985) Yapı Kredi Bankası'nın Kültür ve Sanat Müşaviridir o yıllar. Daha önceden tanıdığı pedagoji profesörü Peters'in "Bu bir Urphenomen diye tanımladığı "harika çocuk"lar; İdil Biret ve Suna Kan'ın özel eğitim görmeleri için Başbakan Hasan Saka'yı ziyaret eder.
"5245 sayılı Harika Çocuklar Yasası" 7 Temmuz 1948'de TBMM'den çıkar.
İdil Biret piyanist; Suna Kan keman virtüözü olarak dünya düzeyinde ünlü değerlerimiz...
Milletçe göğsümüzü kabarttılar başarılarıyla...
Cumhuriyet'in kurucu kadroları; var olan değerlere yenilerini katıp daha aydınlık bir Türkiye
yaratmanın heyecanını sürdürdüler yaşamları boyunca...
Peki bugün?
Xxx
Şimdi ne yapmak istediğimiz üzerine biraz düşünsek, nasıl olur acaba?