La havle diyebilmek...

YAYINLAMA: 09 Nisan 2017 / 20.00 | GÜNCELLEME: 09 Nisan 2017 / 20.00

Halk arasında "Her işin başı sabır" diye bir sözümüz var. Bilenler, dahası yaşamı değerlendirebileler için başarıya kapı açan bir cümle...
"Cümle kapısı" dahası...
"Sabrın sonu selamet..." cümlesi de bir dini öğreti olarak algılanır hep.
Eskilerin, bir olumsuzlukla karşılaştıklarında , biraz öfkeli olarak "La havle vela kuvvete..." deyişi vardı. Yani, o öfkeli anda ağzından kötü söz çıkmaması için böyle söylenirdi.
Öfke bastırılırdı
Bir tür fren... Ağız freni gibi...
İnsanoğlunun olayları algılamasında edindiği bilgi birikiminin önemi çok büyük...
Yaşam için gerekli bilgileri okullardan, akademik çevrelerden edinen insan ile böylesi bir yolu tercih etmeyen hiç bir olur mu?
Ama ne yazık ki, bizde oluyor...
Hatta bilgili/deneyimli olan kişi bir kenara itiliyor, iş bilmez, aş kotaramaz olan/lar tercih ediliyor.
Güncel yaşamda -özellikle de siyasette- karşılaşılan sorunlar aslında hiç bilmeyen "çok bilmişler"den kaynaklanıyor mu?
Hiç bir şey bilmediği halde, herşeyi bilmek...
Var olduğunu göstermek için ukalalık yapmak gibi.
Toplum olarak böyle bir hastalığımız olduğunu neden bilmiyor, ya da biliyor da niçin kabul etmiyoruz?
Eğitim alanında yaşana gelen tutarsızlıkların bunda payı olduğunu biliriz de; bu sorun bir an önce çözüme kavuşsun diye çaba göstermeyiz, nedense...
Sebebi/nedeni, işimize gelmez de ondan.
Bu ülkede bir zamanlar bilimden, bilgili kişiden çekinildiği, okumuş insandan kaçıldığı durumlar yaşandığı olmadı mı?
Günün konuları üzerine afaki konuşmayı kendisine hüner sayıp başkalarından takdir bekleyen çoğunluğun nasıl oluştuğu üzerine niçin kafa yorulmuyor dersiniz?
Çünkü, siyasetin "çıkar hesapları" üzerinden yapılır olması; bu alanın mayasını bozduğu kadar, insanın en başta duygularını da tahrip etti. Sonuçta, insan unsurunun egemen olduğu her alanda pozitif gelişme yerine olumsuzluklar yaşanılır oldu.
İnsan her alanda değişim yaşadı.
Olgunken hamlaştı, düşüncesizliği tercih edince de kendi iç dünyasında yaşadığı barışı huzursuzluğa dönüştü. Bu olumsuz halka genişleyince de yaşamın olumsuz tarafı insan yapısını etkileyip, tümüyle negatif yöne çekti.
İnsan negatif alana girmek durumunda kaldı.
Özellikle de kültürel seviyenin/ortamın düşüş göstermesi insanlar arasında uzlaşma değil, kutuplaşmayı körükledi.
Xxx
Bugün siyaset dünyasındaki ağız kavgasının temelinde; bilim, kültür-sanat mayasının bulunmayışının en büyük etken olduğunu söyleyebiliriz.
Siyaset yapanlarda öfkesini bastırıp hiç "La havle..." diyene rastladınız mı?

La havle diyebilmek...