DNA dayanağından yoksun sosyolojik bir sorun!
Ailesi, Tehcir döneminde Gaziantep’ten ABD’ye göç etmiş Ermeni asıllı bir tanıdığımız, birkaç yıl önce ABD’deki ünlü bir merkeze gen testi yaptırmış.
Sonuç: Atalarının Urartular olduğu söylenmiş.
Bu sonucu öğrendikten sonra, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan “Urartu” kitabı, daha cazip hale geldi.
M.Ö. 9. Yüzyıl ortalarında Van Gölü’nün doğu kıyısında başkent Tuşpa(Van)’da ilan edilen Urartu Devleti, 7. Yüzyılın sonlarına kadar batıda Fırat, kuzeyde Kars platosu ve Ermenistan’da Sevan Gölü, doğuda İran’da Urmiye gölü havzası, güneyde Toros dağlarının çevrelediği bir bölgeyi yönetmiş.
Dolayısıyla, dostumuzun soyunun Urartular’a kadar dayanması hiç de garipsenecek bir durum değil.
Mesela elde iyi bir fırsat varken, hazır hepsi de aynı merkezde toplanmışken, şu Ergenekoncu takımının; başta Veli Küçük’ten Kerinçsiz denen o adama, Ogün Samast’tan Yasin Hayal’e birer kan örneği alınıp bir DNA testi yapılsa, acaba hangisinin soyu sopu nereye dayanacak bir ortaya çıksa da hangisi ne kadar safkan Türk bir görsek iyi olmaz mı?
Madem bu takıma ve onların toplum içindeki uzantılarına göre Türk olmak başkalarına yaşam hakkı tanımamak, o zaman onların ne kadar Türk soyundan geldiklerini bilmek de bizim hakkımız değil mi?
***
Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü araştırmacılarının önderliğinde gerçekleştirilen genom dizileme ve biyaenformatik analiz araştırması sonuçlarına göre, Türkiye’deki DNA çeşitliliği, Avrupa’dakinden daha fazlaymış!
Ne kadar enteresan değil mi?
Avrupa’da Almanlar var, Fransızlar var, İngilizler var, İtalyanlar var, Slovenler var, Arnavutlar var, Boşnaklar var, Normandiyalılar var, İskoçlar var, İspanyolar var… Var oğlu var yani…
Bizde, nüfusun yüzde 90’ı Türk ve müslüman, geriye kalan bir avucun içinde ise biraz Rum, biraz Ermeni, biraz Kürt, biraz laz ve çerkes…
Ama bizim DNA çeşitliliğimiz Avrupadakinden daha fazla.
Muhteşem bir zenginlik.
***
Hani şu bazılarının sinirini oynatan Muhteşem Yüzyıl dizisinde de görmüyor musunuz?
Kanuni’nin anası Kırımlı. Şehzade Mehmet, Selim ve Bayezid’in
annesi olan karısı Hürrem Sultan, Lehistan Krallığı’nın sınırları içinde bulunan Rutenya (Ukrayna)’da doğmuş.
Zaten, Osmanlı padişahlarının kaçı müslüman ve Türk soyundan gelen diye bir tercih yapmış ki?
Haremler; Anadolu’dan toplanan eğitimsiz, bakımsız, zavallı kadınlar değil, işgal edilen yerlerdeki batılı, güzel, bakımlı kızlar ve kadınlarla dolu değil mi?
***
Sonra dedelerinizden, ninelerinizden, anne-babanızdan, 1915 Tehciri sırasında bu toprakları terketmek zorunda bırakılan bir milyona yakın Ermeni’nin çoluk çocuğunun, özellikle de kız çocuklarının bazı aileler tarafından alıkonulup evlat edinildiğini dinlemediniz mi hiç?
O kızlar, kadınlar ne oldu?
Kimlikleri yok edilse bile kanları ve canlarıyla bu toplumda yaşamaya, yaşatmaya devam etmediler mi?
***
Anadolu toprakları; bugün üzerinde yaşayan bazı kesimlerin ilkel dar gönüllülüğüne ve ırkçılığına karşılık binlerce yıldan beri o kadar büyük, eski ve muhteşem uygarlıklara ev sahipliği yapmış ki, onların herbirinden bir parça almamak, bu değişik ve birbirinden ilginç toplumların renk ve deseninden etkilenmemiş olmak mümkün mü?
Nitekim Harvard Üniversitesi'nden Ömer Gökçümen coğrafi konumun neden etkili olduğuna anlatırken, “Fransız ırkından bahsedemediğimiz gibi Türk ırkından da bahsedemeyiz. Ama şunu söyleyebiliriz. Belirli bir süredir, 100 yıldır, 200 yıldır insanlar kendini Türk bilmiş ve o yüzden Türklerle evlenmiş, birbiriyle evlenmiş olmalarından dolayı bir benzeşme var. Ve bu tamamen aynı coğrafyada yaşamakla ilgili” diyor.
***
Anlayacağınız bu Türklük ayağına başkalarına yaşam hakkı tanımama, öldürme, kaçırmaya çalışma, genetik dayanaktan epeyce bir yoksun görünüyor.
Galiba durum daha çok insanların cehaleti, fikri az gelişmişliği ve ilkelliği ile açıklanabilecek sosyolojik bir sorun.