Fatura

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Ne zaman bir alış veriş merkezine gitsem, hele sabahın kör saatinde, bomboş bir oto park düşünün, aracımı en ücra köşeye götürür park ederim. Çarşının giriş kapısından çok uzak bir noktaya bırakırım. Amaç, başka araçların gelip yanıma park ettiklerinde kapı açış mesafesi bırakmayan sürücülerden kurtulmak! Bilhassa kapılarını açarken, diğer araçların duruşlarını dikkate almayan sürücülerden kurtulmak adına bunu yaparım. Kısa zamanda dönerim aracımın başına, birde ne göreyim, bomboş park yerinde iki araç var, benim aracımın hemen yanına başka bir araç park etmiş. Kendime sorarım neden ben ve benim aracımın hemen dibi.

 

Ne zaman lokantaya gitsek, veya bir kafeteryaya dostlarla birlikte bir masanın etrafında otursak, hemen masanın başında bir garson biter ve dönüp bana ne istediğimizi sorar. Masada bunca insan varken neden ben diye düşünürüm.  Siparişler verildikten sonra, hesap istenir garson hesap pusulasını getirip benim önüme koyar. Belki benim mülayim olduğumu düşünüp, bu nedenle böyle  davranışta bulunmaktalar, diyede düşündüğüm olmuştu. Garsonların bir art niyeti olmadığına hükmederim. Kimi zaman garsonlar beni belki çok saf ve temiz görüyorlar, bu nedenle hesap pusulasını benim önüme koymaktalar diye kabullendiğimde olmuştur.

 

Hesap önünüze konunca yapacağınız tek bir iş var, bu hesabı ödemek. Hani hesap doğru ise bir sıkıntı olmaz. Ancak hesap doğru değilse, benim cinlerim tepeme üşüşür. Anlamadığım konu ise,  garson çalışanlarının büyük bir bölümü, gelen müşteriyi, son katresine kadar ayıklanacak piyango olarak neden düşünür, bilmiyorum. Gelen hesap pusulasında bazı kalemleri görmemiş bile olsanız , lokanta loş ve karanlık, hafifte alkol kullanılmış ise, tüylerinize peşin veda etmeniz gerekir. Çünkü böyle ortamlarda kontrol mekanizması sizin elinizde değil, müessesenin elindedir. Bir de hesabın son kısmında hizmet bedeli olarak toplam giderin bir yüzdesini koyup toplarlar. Ödemeyi yaptıktan sonra garson dönüp size birde şirin yüzle sempatik görünüp, bahşiş konusuna geçiş vaziyetini alır. İşte esas sahnenin burasında benim bütün sigortalarım atar.

 

Siz bir malı sattığınız zaman müşteriden malın bedelini alırsınız. Müşteriye paranın üstünü verdiğinizde, bahşiş beklemezsiniz. Hizmet satın aldığınızda neden bahşiş verilir, anlamakta zorlanırım. Adam zaten görev icabı hizmeti vermekle mükellef. Ben neden üstüne bir miktar daha para vermek mecburiyetinde kalırım diye her zaman nedenini aramışımdır. Bence böyle bir hesap ödemede verilen para, sadaka yerine geçermi, pek emin değilim.  

 

Necmeddin Hoca ile başlayan ülkemdeki uhrevi yapılaşma, cemaat ve tarikat sisteminin ülkeyi örümcek ağı gibi sarması, Yavuz Sultan Selim zamanında beşlayan ve Şam’dan gelen bir imtiyazın uzantısı olduğuna inanırım.

Amerika Birleşik Devletlerinin Orta Doğu’da ılımlı islam yayılmasını destekliyeceklerini Bayan Rice bile, Tel Aviv konuşmasında teyit etmişti. Hatta sınırların tekrar çizileceğinide dile getirmişti. Ilımlı islam yayılmasını Fetullah Gülen ile yapmayı planlıyan okyanus ötesindeki merkezi istihbarat birimleri, yalnız Türkiye’yi değil, bütün Orta Doğu, Kuzey Afrika, hatta Orta Asya’da  örgütlenmeye başladıklarında, ülkemde düşünen aydın her kesim, bu yapılaşmanın çok tehlikeli olduğunu vurgulamıştı.

 

2001 yılında 4 Temmuz tarihinde Amerika’da bağımsızlık kutlamalarına katılan heyet, Gülen’in tavassut ettiği bir yahudi Lobisini ziyaret edip, bir Üniversitede konferans verilmişti. Bu süreçle başlayan ödün verme katarı, hangi konularda kimlere ne vaatlerde bulunulmuş, bir bilen hayatta olsaydı kendisine sorulurdu. Bu vaatlerin bizde bir listesi olmadığına göre, birilerinde bu liste olması gerek. Kimler ne istedi , kimilere bu isteklerde neler verildi, bu güne kadar bu hesap bilinmemekte.

 

Hesap pusulası şimdi milletin önünde durmakta, birileri bunların ödenmesini istemekte. Bu yemeği millet yemediki, karanlık loş lokantada hesap pusulasında ne var , kim ne yedi, ne içti, belli değil de, neden hesap hep milletin önüne konmakta diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

 

 

 

 

Fatura