Dr. Asım Güzelbey!

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Sayın Güzelbey, şunu anlamak ve bilmek işinize gelmiyor anlaşılan...

Hiç kimsenin Tuncay Kara ile ilgili bir sorunu yok!

Sorunların tamamı sizinle ilgili... Siz onu belediyede danışman olarak yanınıza alıp, ihalelere müdahale ettirdiğiniz için, yanlış yapılan kamu hizmetleri adına Tuncay Kara’nın ismi gündeme geliyor.

Yoksa Tuncay Kara da Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 500 sanayiciden biri olarak bu dünyadan gelip geçecekti.

Adamın başını siz derde soktunuz, öldüyse ölüsünün arkasından bile sizin yüzünüzden tartışma yaratıldı.

                                               ***

Ailesinin yerinde olsam, sosyal medya üzerinden yazdığınız “günah çıkarma” yazılarına bir son vermenizi ister, “Yeter artık, kardeşimizin üzerinden elini çek” derdim.

Ama yazılarınızın içeriğinden ne kadar ıstırap ve suçluluk içerisinde kıvrandığınız belli. Kolay değil haklısınız tabii!.. Allah yardımcınız olsun, sonuçta “ortağınızı” kaybettiniz.

Belediye başkanlığınız döneminde, Selçuk İplik’teki ortaklığınızdan ayrıldığınıza ilişkin en az üç kez, üç farklı tarihli belge yayınladınız hatırlıyor musunuz?

                                               ***

Keşke bu kentin hafızasında yalnızca başarılı bir ortopedist doktor, ANAP’ın derleyen, birleştiren eski il başkanı olarak kalsaydınız.

Ama iki dönem belediye başkanlığınızın ardından, arkanızda hiç de iyi bir miras bırakmadınız, zaten bu yüzden artık bu kentte yaşayamıyorsunuz.

                                               ***

Sabah’ın size yönelttiği eleştiriler; ne kişilik haklarınıza bir saldırı, ne iftira, ne de nefret içeriyor. Kamu görevi yaptığınız için, böyle eleştirilere hedef olabilirsiniz. Ne var bunda?

Eğer, kişiliğinize yönelik bir saldırı söz konusu olursa mahkemeler var, dava açar, hukuki yönden hakkınızı ararsınız. Sabah’ın sizin kişiliğinizle ilgili bir yayını söz konusu değil ki!

Tuncay Kara’nın ekonomik olarak çok sıkıntılı bir dönemden geçtiği iş çevrelerinde yakından bilinen bir durum. Bir de olayın üzerine yangın gelip, Tuncay Kara’dan haber alınamayınca, “Acaba kaçtı mı” söylentileri yayıldı bir anda. Dünyanın her yerinde gazeteler bunu yazar, haber yapar.

                                               ***

Hatırlıyor musunuz, bir Kevser Turizm macerası yaşattınız Tuncay Kara ile bu kente. Kentin ulaşımını bu şirkete ihale edip, sonra şirketle aranızdaki ihtilafın cezasını 1.5 milyon nüfuslu kente çektirdiniz.

Hem paralar gitti, hem de bu kentte yaşayan insanları depodan çıkarttığınız külüstür otobüsleri trafiğe sürerek rezil etiniz.

Maarif Meydanı’nı ve Doğumevi kavşağını delerek kentin trafiğine en büyük darbelerden birini indirdiniz...

Sizden sonra gelen yönetim,  aklınıza geleni yapmak üzere kavga edip kovduğunuz master plan hazırlayıcılarını yeniden davet edip, kaldığı yerden sorunları çözmeye çalışıyor.

                                               ***

Fuar alanı, Fıstık Araştırma’nın yeri gibi konular gazete arşivlerinde tüm detayı ile yer alıyor. Hani yetim hakkı, kamu hakkı denen şey varsa, mutlaka bunların bir karşılığı da olacaktır.

Fuar alanını betona çevirmeyin” diye bu kent ayağa kalkıp oturdu, Sabah her gün olayı manşetine taşıdı, dinlediniz mi?

Sonra, gümrükten hurdaları geçirip, tramvay diye kentin ortasına demiryolu döşemediniz mi?

Ne kadar çok ağaç katledildi o rayları döşerken.... Fuar alanında ne kadar ağaç katliamı yaptınız? Maanoğlu Parkı’ndaki ağaç katliamının fotoğrafları da arşivde...

Ama tüm yanlışlarla ilgili yapılan yayınları, “Ben gazete okumuyorum, gazeteler çok satabilmek için benim aleyhime yazıyorlar” diye geçiştirdiniz. Sosyal medya üzerinden sağa sola laf yetiştirmeye, menfaat sağladığınız, 20-30 yıllığına restoran kiraladığınızkişilerin(!) pohpohlamasına gelip coştuğunuza göre, en azından artık sıkı bir gazete okuyucusu ve takipçisi olmuşa benziyorsunuz.

Eh bu da iyi bir gelişme sayılır...

                                               ***

Belediye başkanlığınız döneminde “arsa katakullilerine” yalnızca kamuoyu ve basın değil, mensubu bulunduğunuz partinin il başkanı bile isyan etmedi mi?

Onunla da gazete manşetlerine düşmediniz mi?

                                               ***

Bence, artık susma hakkınızı kullanmalısınız!

Böylece, Tuncay Kara’yı savunma adına yaptığınız yanlışlarla yenide gündeme gelmez, unutulur gidersiniz...

Haa... anılarınızı yazıyormuşsunuz,  yazın bence....

Ama sakın ola o anılarda kimseye iftira edip, bundan sonra bir de mahkeme köşelerinde gezmeyin.

Zira hatırlıyor musunuz? Bir gazeteci için, “Benden haraç istedi” demiş, yargılanıp, “iftira atmaktan” mahkum olmuştunuz?

Ayrıca, belediye başkanlığı makamını kullanarak, davanızın bulunduğu mahkemelerin hakimlerini ziyaret ederek etkileme şansınız da olmaz artık. Mahkemeler çok değişti.

FETÖ’cü hakim ve savcıların çoğu gitti...

 

 

Dr. Asım Güzelbey!