KUR’ANI KERİM’den ÇOK ÖNEMLİ AYETLER

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

SURE 3 Ayet 161 “Bir Peygamber için emanete hainlik etmek (?) (bu) olur şey değil Kim böyle bir hainlik eder (ganimet veya ammeye ait hasılattan bir şey aşırır, gizler) se kıyamet günü hainlik ettiği o şeyi yüklenerek gelir, sonra herkese ne etti, ne kazandıysa (mücazat veya mükâfatı) eksiksiz ödenir. Onlar haksızlığa uğramazlar.”

Ayet 162. “Ya Allah’ın rızasına tabi olan kimse; Allah’ın hışmına uğrayan ve durağı cehennem olan (adam) gibi mi (olacaktı)? O ne kötü dönüş yeridir!.
SURE 5 Ayet 8 “Ey inananlar! Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şahitler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin sizi adaletsizliğe sürüklemesin; adil olun bu; Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’tan sakının, doğrusu Allah işlediklerinizden haberdardır.”

SURE 17. Ayet 84 “Ve Kul küllün ya’melü ala şakiletih ferabbikküm a’lemü bima ehda sebiyla.” De ki: her kişi (
herkes) kendi formasyonuna (yetişme-görgüsüne)
göre amel eder. Rabbiniz ise kimin en doğru yolda olduğunu bilir!.
SURE 9 TEVBE 34. Ayet “Ey inanlar! Hahamlar ve rahiplerin çoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler. Allah yolundan alıkoyarlar. Altın ve gümüşü biriktirip, Allah yolunda sarf etmeyenlere can yakıcı bir azabı müjdele.”

Sonraki ayette bunların kızdırılıp, vücutlarının bazı yerlerine bastırılacağı ifadesi vardır. Ne yazık ki çağımızda Müslüman kavimlerde de bu makule liderlere rastlanmaktadır. Halktan alınan vergilerden önemli miktarlarda meblağları, kendi şahsi gereksinimleri için aşırı olarak sarf etmektedirler. 1980’li yılların başında gittiğim ünlü ülkede Kâbe’ye yüz metre mesafede yalın ayak gezen 8-10 yaşında çocuklar görmüştüm. Ülkemizde de epeyce zamandır israflar, haksız, aşırı harcamalar dikkatten kaçmamaktadır. Bu durum çalışanların, emeklilerin ve pek çok kesimin haklarının yenilmesine, gaspına dönüşüyor. Zulüm!! İsrafların en çok önemli bir kategorisi de zaman israfıdır.

SURE 13. RAD. Ayet 25. “Sağlam söz verdikten sonra Allah’ın ahdini bozanlar ve Allah’ın birleştirilmesini emrettiğini ayıranlar ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar işte lanet onlaradır ve kötü yurt (cehennem) onlarındır.
SURE 14. İBRAHİM Ayet 3. “Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve onun eğriliğini isteyenler var ya, işte onlar (haktan) uzak bir sapıklık içindedirler.”

SURE 18. KEHF Ayet 103.,104.,105. “Deki (
yaptıkları) işler bakımından en çok ziyana uğrayanları kendileri muhakkak iyi yapıyorlar sanarak dünya hayatında sa’yleri boşa gitmiş olanları size haber vereyim mi? Onlar rablerinin ayetlerini ve ona kavuşmayı inkar edip de yaptıkları boşa gitmiş olanlardır ki biz kıyamet gününde onlar için hiçbir terazi tatmayacağız.”

Yukarıdaki emirler ve neyihler (yasaklar) uyarınca hareket etmek bireyler için olduğu gibi toplum ve özellikle yöneticiler kesinlikle ülke imkân ve kaynakları üzerinde de israftan azami derecede kaçınmada riayetkâr ve sebatkâr hareket etmeleri elzemdir. Bu bağlamda ana ekonomik dallarda değineceğim.
Ancak ivedi ve çok önemli addettiğim enerji açığımızı en rasyonel yolla kapatmaya yönelik bir yaklaşım olarak gördüğüm nükleer santraller üzerinde özlü olarak bir tanı ve teklifte bulunacağım.
Rusya ile sürüncemede olsa da faaliyet devam ederken, bir kısmı kapatılması düşünülen Fransızların faaliyette olan 58 nükleer santralinden 25 adedinin kapatılacağı bilgisi 17 Kasım 2017 günlü Söz Gazetesinde yayımlandı.
Bunlardan 1-2 bin MW gücünde olan iki santralin yenilenerek kurulması teklifimdir!!.
1980’li yıllarda Sanayi Bakanlığında iken her ay Electicite de France’tan bir dergi gelirdi ve bu dergide uzun yıllar boyunca Fransa’da üretilen elektriğin en az %75-80’inin bu tür santrallerden üretildiğini saptamıştım. E. de France’ın başkanı olan Jacques Leclere şahsıma The Nuclear Age adlı eserinden Ankara’ya göndermişti; bilgi almak istenirse cevap verilir. Bu kitap tam bir bilimkoloji dokümanıdır.

Türkiye’mizin ihtiyacı olan daha yüksek enerjiler ve özellikle elektrik enerjisi üretimi yollarından başlıcalarından bir diğeri de hidroelektrik santralleridir.
Ancak her neresi olursa olsun, önüne gelen her yere bu santrallerden kuramazsınız, iklim-akarsuyun değişkenliği-suyun izlediği güzergâh- toprağın ve ağaçların katledilme olasılığı- ki bilahare akarsu akmaz olabilir; bunların denge ve olumsuzlukları hesaba katılmadan böyle bir proje yapılması, yapılmamasından kötü sonuçlara dönüşebilir. Karadeniz yaylalarında bu uğurda itiraz eden köylüler yerden göğe haklı olabilirler.

KUR’ANI KERİM’den ÇOK ÖNEMLİ AYETLER