Her şey değişir
Bir gün büyük Zen Üstadı Rinzai öğrencisine sormuş. “Tanrı nedir?” Öğrencisi başını öne eğmiş, hiç sesini çıkarmamış, sessizliğini bozmamış. Büyük usta öğrencisini kutsamış ve şöyle demiş. “Bu iyi… Çok mutlu oldum”.
Ertesi gün Usta Rinzai yine öğrencisine aynı soruyu sormuş. “Tanrı nedir?” Öğrencisi artık ne cevap vereceğini biliyormuş. Bu sefer başını daha çok öne eğmiş. Daha fazla sessiz kalmış. Hatta gözlerini bile kapatmış. Ama tam o anda ustası kafasına sertçe vurmuş. “Seni aptal” demiş.
Öğrenci şaşkına dönmüş. “Ama ne oldu şimdi” diye ustasına sormuş. “Dün verdiğim cevaptan çok mutluydunuz. Aynı yanıtı verdim. Hatta dünden daha iyi bir yanıt verdim”.
Üstad Rinzai cevaplamış. “İşte bu konuda yanılıyorsun. Dün dündür, bu gün bu gündür. Sen sadece hazır formülü tekrar ediyorsun. Samimi değilsin, doğal değilsin, içten değilsin. Sen sadece bir numara öğrendin. Aynı cevap bugün nasıl doğru olabilir? Bir gün oldu. Bu zaman diliminde köprünün altından çok sular geçti”.
Hayat akışkandır, dinamiktir, süreklidir. Hiçbir zaman havuz gibi durağan değildir. Aslında hiçbir cevap sabit olamaz. “Ahmet bey nasılsın?”. “İyiyim abi!”
Aradan bir ay geçiyor cevap yine değişmiyor. “İyiyim abi!”
Burada bir anormallik var. Ama bütün konuşmalarımız bir tekrardan ibaret.
Sabit yanıtların tek bir güzel tarafı vardır. Bu tür sabit cevaplar kişiye güven, emniyet, kesinlik duygusu verir. İlk günlerde işine yarasa da bir süre sonra sıkıntı doğurur. Çünkü hayat her zaman hareketlidir.
Sorular ve cevaplar her zaman değişir.
Sabit doğrular olmaz.
Sen bu sabit doğrularınla hayatı yaşamak istersin ama bu halinle çağın gerisinde kalırsın.
Tuşlu telefona alışırsın, onu kullanırsın ama dokunmatik akıllı telefonlar çıkar. Sen hala tuşlu kullanmaya devam edersin. Bir süre sonra hayat seni dışlar.
Her zaman aynı kulübe gider, aynı partiye oy verir, aynı şehirde yaşarsın. Bir süre sonra bu kesin doğruların sana zarar vermeye başlar.
Hiçbir doğru her zaman doğru değildir.
Hiçbir yanlışta her zaman yanlış olmayabilir.
Bu yüzden önceden kesin kararlar vermek tehlikelidir. Bir gül, bir lale, bir papatya, bir elmas tartışılmaz. Ama senin gördüğün bir gül biriciktir, tektir, özeldir. Aynı gülü hayatta ikinci kez görmen imkansızdır. Çünkü her şey gibi saniyeler içinde o da değişir. İkinci kez gördüğün gül farklı bir güldür. Hatta sen de aynı kişi değilsin. İlk gülü gören kişi ile ikinci gülü gören kişi aynı değildir. Bugün doğru olan bir şey, yarın doğru olarak kabul edilmeyebilir.
Yaşamla beraber sen de değişmek zorundasın.
Yoksa tarihin çöplüğünü boylarsın.