Traş
Sizde benim gibi her sabah yaşadığımız bugünlerde, çayınızı elinize alıp, oluşan olaylar hakkında düşünceye dalıyor musunuz? Ne günlere kaldık. Meclisteki oynanan kürsü hakkı savaşı, milletin sesinin duyurulması konusunda verilen meydan muharebesi şeklinde muhalefetin direnişini ibretle izlemekteyim. Bu tiyatral gösterinin perde arkasından çobanı idare eden sorumsuz başefendi. Hiç bir kanun içeriğinde muhalefetin verdiği bir önerge kabul görmemekte ve bu konuda kesin bir bilgim olmamakla beraber, verilen hiç bir değişiklik önergelerinin kabul görmediğini hatırlamaktayım.
Muhalefetin mecliste bulunması yalnız demokrasi adına olmasını, fakat ülkeyi bir kişinin isteği doğrultusunda yapılandırılmasını izlerken, bu gülünç kelimenin Türkiye’de telaffuz edilmemesi gerekir. ‘’ Demokrasi ’’. Ülkem adına ne kadar anlamsız bir kelime. Oy çokluğu ile mecliste konuların tartışılmadan yönetildiği idare şekli, bir başka deyişle ‘Cahilin Ahile Hükmettiği Yönetim, Demokrasi Olmaması Gerek .’
Meclisin güney doğusunda oturan hazretler RTE marka ve onun parmağı ile işaret edilip seçilen kopyalar olduğunu düşünmekteyim. Diğer kanatta seçilenler de aynı usuller içinde seçilmekte. Bence Meclise 4 kişiyi oturtun, onlar ülke hakkında karar versinler, diğerlerini salıverin ovalara. En azından maaş vermez, mutluluk çubukları gibi ek harcamalar olmaz, ülkenin Meclis bütçesinde önemli bir tasarrufu olur.
Nasıl bir ülkede yaşadığımızın farkında mısınız derken, bunlardan bahsetmek istedim. Yine aynı devlet biriminden bazıları Marmara denizindeki bir adaya seyahat ediyor, ülkemin emniyetinin haberi yok. Şuna kesinlikle inanıyorum, her ülkede istihbarat birimleri vardır, kimsenin haberi olmadan bir çok konular bu teşkilatlar tarafından planlanır, çeşitli işler döner, kimsenin haberi bile olmaz.
Mutlaka Ian Lanchester Flemming‘i hatırlarsınız. 1908 yılı 28 Mayıs da Ingiltere’de doğan Ian Flemming, hem gazeteci hem de yazar olarak yarattığı 007 James Bond karakteri ve gizli servis hikayelerini kapsayan çeşitli romanları, beyaz perdeye uyarlanmış ve ünlü olmuştu. İkinci Dünya Savaşı’nda İngiliz ordusunda çeşitli görevlerde bulunmuş, bazı gizli görev ve operasyonlara katılmış olduğundan Ian Flemming’in romanlarındaki konuların, bu operasyonlardan esinlenildiği söylenmektedir. 12 Ağustos 1964 yılında kalp krizinden vefat ettiği tarihte bitmemiş iki adet kitabı ölümünden iki sene sonra tamamlanmış ve beyaz perdeye uyarlanmıştır. Gerçekte İngiltere’de var olan SIS teşkilatının Başkanı, yaptıkları bir operasyon hakkında savcı tarafından ifade vermeye çağırıldığını hiç duydunuz mu?
Amerika’da iki değişik teşkilat birbiri ile kimi zaman yetki ve selahiyet konusunda anlaşamaz, hatta bu teşkilatı konu alan filmlerde Hollywood tarafından senaryolar yaratılıp, beyaz perdeye uyarlanırlar. İsrail’de ise Mossad adlı teşkilat dünyanın bir çok ülkesinde faaliyette bulunması sırasında, mutlaka bir çok operasyon yapmış, fakat bizim düştüğümüz komik duruma hiç düşmediklerine inanmaktayım. Çok sevdiğim bir deyim vardır, aslında bugüne o kadar uymaktadır ki ‘’Böyle Başa Böyle Traş’’ diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.