İktidar mücadelesi

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Hepimiz, son günlerde ortaya çıkan tabloyu anlamaya, şifrelerini çözmeye, o yüzden de anlatılan herşeyi mantık süzgecimizden geçirip, doğru ve mantıklı bulduğumuz donelerle bir sonuca ulaşmaya çalışıyoruz.

Gazeteci-yazar Avni Özgüler kavganın amacını, “Türkiye’nin yönetiminde ve politikalarında siyasi iktidarı kim yönlendirecek, ipler kimin elinde olacak kavgası bu” diye özetliyor.

Özgüler’e göre, Türkiye’de siyasetin PKK ve Kürt meselesi konusunda bir karar noktasına gelip,  Başbakan’ın “Bu işi 2012’de bitirelim” kavgayı tetikledi.

                                                                        ***

MİT, 4 yıl önce Emre Taner döneminde bir analiz yayımlıyor.

Orada, “Türkiye demokratikleşmezse, bu yolda değişimini tamamlamazsa ve Kürt sorununu çözmezse 21. Yüzyılın ikinci çeyreğini bütünlük halinde göremez, parçalanır  diyor.

Gazeteci-yazar Avni Özgüler’e göre; MİT’in bu askeri ve siyaseti zihnen sorunun çözümüne hazırlama girişimi sonrasında pek çok muhafazakar ve aydın, geçmişte zihinlerinin reddettiği ya da ağızlarına almaya cesaret edemedikleri, “Devletin PKK ile masaya oturması, Öcalan’ın durumunun iyileştirilmesi” gibi konuları telaffuz etmeye başlıyorlar.

                                                                           ***

Taraf Gazetesi’nde Neşe Düzel’in sorularını yanıtlayan Özgüler’e göre; ortaya çıkan garip durumun altında MİT ile Emniyet çatışması var.

Bu iki kurum hükümeti kim bigilendirip, yönlendirecek diye çatışıyor. Türkiye’nin yönetilmesinde, kararların oluşturulmasında pay sahibi olmak istiyorlar. Çatışma yalnızca Kürt sorunuyla sınırlı da değil üstelik. 

İran ve Suriye konusunda da hükümetin kimin istihbaratı, bilgilendirmesi ve analiziyle hareket edeceği da çatışma konuları arasında bulunuyor.

                                                                            ***

Mesela bu vesileyle öğreniyoruz ki bir ay önce silahlı kuvvetlerin dinleme faaliyeti sona ermiş ve silahlı kuvvetlerin elinde bulunan dünyanın en gelişmiş dinleme üniteleri Başbakan Erdoğan’ın isteği üzerine emniyete değil, MİT’e devredilmiş.  Emniyet, ses tonunu kodlayıp, dünyanın neresinde ve hangi telefonda olursa olsun sesi yakalayan bu sistemin kendisine verilmemesinden rahatsız olmuş.

MİT, “Kürt meselesinin çözümü için biz müzakere yapıyoruz. Ama emniyet ha bire sabote ediyor. Bizim görüşme yaptığımız adamı tutukluyor” derken, Kürt sorununun böyle çözülmesini istemeyen emniyet sürekli KCK operasyonlarını genişletiyor.

Emniyet kim?

Cemaat.

                                                                         ***

Avni Özgüler, sürecin bundan sonraki kısmını değerlendirirken, “Başbakan Fetullah Gülen’in şahsında bir kavgaya girmez ama emniyet içindeki cemaatçı yapılanmayı tarumar eder. Keskin sirke küpüne zarar verir derler ya… Bu savcı ve polisler keskinler ve küplerine zarar verdiler. Hükümet, bir daha böyle bir tablo yaşanmaması için gereken önlemi alacak. Ne savcı ne de emniyetçiler, bunların hiçbiri yerinde oturamaz artık” diyor.

                                                                         ***

Görüyorsunuz, adamın biri Pensilvanya’da oturuyor ama, eli hiç boş durmuyor.

Yapı itibariyle, sermaye ve menfaat örgütü konumuna gelen cemaat, Türkiye’nin ve dış siyasetini kendisi şekillendirmek istiyor, iktidar kavgasına tutuşuyor.

Başbakan Erdoğan eğer Kürt sorununu çözmek istiyorsa, bu tasfiyeyi yapması şart.

Zira bir yandan sorunları çözmeye çalışırken, diğer yandan iktidar mücadelesi vermek içeriye ve dışarıya karşı hiç hoş bir durum olmaz.

 

 

 

 

 

İktidar mücadelesi