HAD

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

HAD’Bu kelimeyi her zaman duyar, işitir, yorumlar, hatta söyleriz. Ancak bunun neyi ifade ettiğini veya hangi durumlarda kullanılması gerektiği üzerinde fazla durmayız. Bazen HAT kelimesi ile HAD kelimesi, kullanan kişiye göre karıştırılabilir. Kimi insanlar eski Türkçe den alıntı yapma adına, kendilerini ifade ederken bazı kelimeleri manalarını bilmeden kullanabilirler. Bazende bilgili görünme adına eski Türkçe ye atıfta bulunarak kelimeler kullananlar, vaziyete göre komik duruma da düşebilirler. Eski Türkçe de kullanılan bir çok kelimeler ya Arapçadan gelmekte, yada Farsçadan uyarlanmış kelimelerdir.
Böyle kelimelerin arapçada anlamı veya farsçada anlamı olupda bizim yozlaştırdığımız kelimeler, Türkçede kullanım sahaları bulmakta.
Ağzı kalabalık olan ve konuşmayı seven insanlar, ağızlarından çıkan kelimeleri kimi zaman manalarını tartmadan kullandığında, ifade etmek istediği ile, kullandığı kelimelerin doğru olmadığına şahit oluruz.
Biz neyi kast etmiş olduğunu biliriz, ancak kullandığı kelimenin konuyu nereye götürdüğüne de şahit oluruz. Bazen ekranlarda gösterilen önemli kişilerin görüntülerinde, kendilerini ifade ederken yaptıkları hataları düzeltmeleri istenildiği zaman , ‘ konuşmamda ifade ederken kullandığım kelimeler maksadını aştığını kabul ediyorum, ancak verdiğim örneklerde yanılmadığım bir hakikattir’ gibi söylemlerle düzeltmeler yapabilirler. Böyle ifadelerde hata yapan kişi hatasını, kelimelerin yalnış seçildiğinden meydana geldiğini ifade ederek, geçiştirir.
Kimleri yazılı bir metin üzerinden konuşur, kimiside irticalen konuşur. Yazılı bir metinden konuşan insanlar , mutlaka kağıtta düzeltmeleri yaptığı için, kullandığı kelimeler konusunda şansları vardır.
İrticalen konuşan insanlar ağızlarından çıkan kelimelere sahip çıkamaz ve hissiyatı ağızlarından çıkan kelimelere dökülünce geri dönüşü olamaz. Aslında kuruluşunda Büyük Millet Meclisinde, Millet Vekillerine verilen teşrii masuniyet, meclisteki kürsü ile sınırlı verildiğini düşünmekteyim.
Bu kürsüden yaptıkları konuşmalarda söyledikleri sözlerle halkı temsil ettiği için, halkın ifadesini dile getirmesinde hukuksal bir mesuliyetlerinin olmaması kabul görülebilir. Aslında bu hukuku biz Italyan Ceza kanununun 85 inci maddesinden esinlenerek tatbik etmişiz. Ancak orada ifade edilen ‘’anlama ve isteme ‘’ yeteneği devreye girmektedir. Anlama ve isteme den yoksun insanlar olarak küçük çocuklar veya akıl hastaları bu kapsam içindedir. Hukukta Millet Vekillerini bu katagoriye almak doğru olmasa gerek. Bu nedenle teşrii masuniyetin gerçek bir tarifi gerekmektedir.

Şu bir gerçektir ki Millet Vekilleri toplumda örnek insan olmaları gerekir diye düşünmekteyim. Örnek olan insanlar, öncelikle onların mutlak olarak kanunlara , kişi hak ve özgürlüklerine saygı göstermelerinin, doğru bir davranış olduğuna yürekten inanırım. Bu nedenle Teşrii Masuniyet kalkanı hiç bir vekile, kürsüdeki konuşmaları haricinde uygulanmaması, ideal bir yönetim anlayışı kapsamında olduğu doğrudur.
Seçim maratonunda bir kaç haftalık süreç içinde yarışmaya girenler, halka kendi inandıkları konularda bazı vaadlerde bulunabilirler. Bu herkesin en doğal hakkıdır. Bu vaatlerin gerçekliliği üzerinde ayrı tartışılabilir. Yapılabilir veya yapılamaz, bu başka bir konudur.
Cumhur adaylarının birbirlerinin verdiği sözleri eleştirme adına ekranlardan ‘’ Bu senin ne HADDİNE‘’ demek kimsenin hakkı omasa gerek diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
Metin Atamer

HAD