Yeni sistemin ilk sınavı
Yapılacak olan bu sınavı, adaylar açısından zorlu bir sürecin bitiş noktası olmasının yanında, kariyer planının da başlangıcı olarak değerlendiriyorum özellikle. Yaklaşık 2,5 milyon üniversite adayının gireceği YKS (Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı) bugün başlıyor. İlk oturumu bugün yapılacak olan üniversiteye giriş sınavının ikinci oturumu ise 1 Temmuz Pazar günü yapılacak.
En az bir yıllık emek, kaygı, stres, çalışma ve çabanın sonuç bulacağı ve yeni sistemin ilk adaylarının ter dökeceği bir sınav olması ve daha da önemlisi geleceğinin rotasını belirleyecek olan üniversite hayatına atılmanın ilk adımı olması açısından, önemli bir sınavdır aslında adaylar için. Aday bu aşama ile hedefindeki mesleği seçebilme olanağına sahip olabileceği gibi, çevrenin etkin baskısı sonucu istemediği bir alana da yönelebilir aynı zamanda.
Sınavlar, kişiler için hedef belirleyici bir rol üstlenip, genelde adayların o doğrultuda yol almasına yardımcı olur doğrudur ama kesinlikle başarı ölçen bir olgu değildir. Çünkü asıl başarı, eğitim süreci içerisinde bireyin kendisine neler katıp, yaşadığı çevreye, topluma neler kazandırabildiğidir. Tam olarak herkesin bu bakış açısına sahip olup, genelde adaylar açısından stres oluşturan sözler sarf etmek yerine, daha çok ona destek olması gerekir ama toplumumuzda ne yazık ki yanlış tanımlamalar ve algılar oldukça fazladır.
Bazen, bizzat şahit olmakla birlikte, yakın arkadaşlarım ve etrafımdakilerden de epey duyarım “Yazık o kadar okudu ama hepsi boşa gitti”, “Artık ne zamana kadar sınavlara gireceksin” ya da “Ne bitmez okulmuş” falan derler mesela. Bu özellikle üniversite mezunu olup, genelde iş bulamayan kesime karşı söylenip, okumaya, öğrenmeye, çabalamaya yanlış anlamlar yüklenir çoğu zaman çevredekiler tarafından. Ama bana yanlış geliyor bu ve benzeri cümleler. Çünkü sonuç ne olursa olsun öğrenilen ve daha da önemlisi öğrendikçe yaşama uyarlanan hiçbir şey boş değil ve olamaz da kesinlikle.
İlköğretim, ortaöğretim, üniversite, yüksek lisans, doktora vs. öğrenme bunlar ile sınırlı değildir. LGS, YKS, KPSS ve ALES…
Okumak, öğrenmek aynı zamanda bunlar ile de sınırlı değildir kesinlikle. Zihin, öyle olağanüstü bir yapıya sahip iken öğrenme ve bilgi sonsuz birer kavram oluyor haliyle. O yüzden, okumak bir yerde çabalamak ve daha da önemlisi yaşamak yani yaşadıkça devam etmesi gereken bir süreçtir aslında.
Bugün ve yarın, yapılacak olan sınavda, tüm üniversite adayları başta olmak üzere farklı bir alanda kendini geliştirmek üzere adım atacak herkese başarılar diliyorum.