Vergi tahakkuku her zamandan daha önemli

YAYINLAMA: 29 Şubat 2012 / 18.00 | GÜNCELLEME: 29 Şubat 2012 / 18.00

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergi tahsilat hedeflerinin il il izleneceğini açıkladı. “Vergi tahakkukunda da yüzde 90’ın üzerinde oranlar istiyoruz. Yüzde 90-92’nin altına düşen vergi daireleri yakın incelemeye alınacak” dedi.

Daha yazdığımızın mürekkebi kurumadı. Gaziantep’in bütçe gelir-giderlerini yorumlarken, “Bunun böyle sürmesine izin vermezler! Yılda 5 milyar dolar ihracat yapan, sanayici bir kentin vergi gelirlerinin çok daha fazla olması lazım, yakında papara gelir!” demiştim.

Nitekim Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye genelindeki vergi dairesi başkanlarına, Maliye Bakanlığı’nın aldığı yeni kararları tebliğ ederken, vergi tahakkukunda yüzde 90-92’nin altına düşen vergi daireleri yakın incelemeye alınacak ve performans zayıflığının nereden kaynaklandığı araştırılacak diye bir bakıma gözdağı verdi.

                                                 ***

Gaziantep Vergi Dairesi Başkanı Erol Çember’in işi hiç de kolay değil!

Mehmet Şimşek geçen dönem Gaziantep Miletvekili iken Maliye Bakanı sıfatı ile şehrimizde yaptığı önemli bir açıklamada, “Bu kentte kayıtdışı yüzde 50’den fazla” demişti.

Biz de o zaman bu yüzdeyi az bulmuş, “Çıkın çıkın sayın Bakan korkmayın, elinizi korkak alıştırmayın” diyerek kayıtdışının yüzde 50’nin üzerinde olduğunu yazmıştık.

                                                     ***

Gaziantep’te üst katta ekonomi neredeyse mükemmel denecek kadar iyi gidiyor. OSB’de üretim, ihracat, giren kamyonlar, çıkan kamyonlar herşey gözle görülür şekilde huzur ve memnuniyet verici şekilde sürüyor.

Üst kattaki ekonomiyi gayri menkul alım satımı da destekliyor. Ateşli ekonominin ısıttığı arsa fiyatlarındaki anormal artışlar herkesi cezbediyor. (Daha geçen gün ihaleden satın aldığı arsaya 120 milyon/trilyon ödeyen yatırımcı, “Sanki Boğaz’da arsa aldık” demişti) Dışarıdaki Antepliler de gayrimenkul yatırımlarını kendi kentlerine yapıyor.

                                                    ***

Alt kattakilerin durumu ise maalesef yürekler acısı! Altta kalının canı çıksın misali; sendikasız, asgari ücretle çalışarak üst kata hizmet eden garibanlar borç-harç hayatlarını idame ettirirken, bu sene kışın anormal şekilde soğuk geçmesiyle ne kömüre para yetiştirebildiler, ne de ısınabildiler!

Türkiye’nin sanayide göz bebeği, birçok sektörde ülkenin en büyüğü, hatta parça halıda dünyanın en büyüğü, turizmin parlayan yıldızı, fuar ve kongrelerin yapıldığı ‘Marka’ bir şehrin vergi gelirinin çok daha fazla olması, bütçesinin fazla vermesi gerektiği vurgulanıyor. Ama gerçekte, bırakın fazla vermeyi, bütçe sürekli açık vererek merkezin sübvanse etmesi bekleniyor.

İlginç bir şey daha var!..

Sanko Holding’i aradan çekip çıkarın, (Son yıllarda fikir değiştirip vergi vermeye başlayan, sosyal hizmetlerini artıran bir şirketi de bu kategoriye dahil edebiliriz) bütçe açığı belki de 81 ilin en kötüsü olacak!

İşte bütün bu gerçeklerin ışığı altında Vergi Dairesi Başkanı Erol Çember’in işi kolay değil, diyorum.

Ancak, Çember’in yüzü asık, ciddi, acımasız bir vergi memurundan ziyade güler yüzlü, beyefendi tavırlı, karşıyı dinlemeyi bilen kültürlü bir üst düzey bürokratın yüzü…

Zaten Maliye Bakanı Şimşek’te bürokratlarına, kağıt üzerinde yönetmeliklerin önemli olmadığını belirterek, “Onlara ruhu siz vereceksiniz. Mükellefleri ikna etmek için çaba göstermemiz lazım, icra en son yöntem. Diğer kanallar, özellikle gönüllük, uyum, diyalog çok elzem. Bizim yaptığımız iş çok önemli, eğer biz memleketin gelirlerini artırabilirsek, herkesten kazandığı oranda makul düzeyde bir gelir elde edebilirsek, kamu harcamalarını sağlıklı vergi gelirleriyle büyük ölçüde finanse edebilirsek, o zaman bu memleket alır başını gider. Proaktif yaklaşım çok önemli. Artık pasif bir şekilde mükellefin yükümlülüklerini yerine getirmesini beklemeyin, mükellefe gidin” diyor.

                                                        ***

Maliye Bakanı Şimşek’i bu tutumu yüzünden tebrik etmek lazım.

Şu unutulmamalı!

Vergi vermek çoğumuzun zoruna giden, hoşlanmadığımız bir işlem.

Çünkü, bazılarımız toplanan vergilerin doğru yere ve verimli harcandığına emin değiliz.

Bir başka, belki daha önemli neden ise, “Ben verirken, vermeyen diğerlerinin zarar görmemesi neticesi yaratılan haksız rekabet” duygusudur.

Eğer Erol Çember bunları nazarı itibara alırsa, bu tereddütleri giderirse, emin olsun, topladığının en az iki mislini toplar.

                                                              ***

Kendimize o kadar da haksızlık yapmayalım. Kayıtdışı yalnız Gaziantep’in veya Türkiye’nin sorunu değil, dünyada her ekonominin önemli sorunu.

Mehmet Şimşek’in verdiği bilgiye göre dünya çapında vergi kaçağının boyutu yaklaşık 3 trilyon dolar.

Amerikan Gelir İdaresi’nin yaptığı en son çalışmaya göre, 2006 yılında vergi kayıplarının 450 milyar doları bulduğunu ve bu rakamın da Amerika’nın 2 trilyon dolarlık vergi gelirinin yaklaşık yüzde 20’sine denk geldigi belirtiliyor.

Vallahi yüzde 20 çok iyi bir rakam! Bizde ki gibi yüzde 50’lere, 70’lere göre sulu nimet!

                                                                ****

Bakan Şimşek, “Kayıp-kaçak maalesef her ekonominin bir gerçeği. Maliye Bakanlığı olarak kaybı en aza indirmek için elimizden gelen her çabayı göstermemiz gerekiyor. Kayıt dışılık ekonomiyi aşağı çeken çok önemli husus. Kayıt dışılık yüksek düzeyde olduğu zaman verimlilik ve yenilikçilik yok oluyor!”

Çare, mükellefi ikna etmek! İkna ederken de sabırlı, azimli ve güler yüzlü olmak. Ceza, son çare olmalı.

Daha önceleri bir defterdarın, “Mükellef altın yumurtlayan tavuktur, kesmeden önce 3 kez düşünmeliyiz” lafını hiç unutmam.

Şimşek’te böyle düşünüyor olmalı.

Vergi tahakkuku her zamandan daha önemli