Akıntıya kürek çekmek...

YAYINLAMA: 18 Temmuz 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 18 Temmuz 2018 / 20.00

İş becermek, aş kotarmak üzerine düşünüyorum günlerdir. İş becermek de, aş kotarmak da elbette bir hüner her kişi için.
Kişi vardır, el attığı işi yüzakı ile bitirmek için gündüz-gece çalışır, alınteri döker ve başarıya ulaşır.
Bu sonuç, o kişinin hüneridir yani...
İşini başaramamış olmak durumunda ise "Ağzına burnuna bulaştırdı" tanımlaması yapılır.
Bu alınan sonuçla doğru orantılıdır tabii ki.
Burada maddi kayıp kadar; zamanın da boş yere harcanması vardır. Bu da üzücü bir durumdur ayrıca.
Yani, "akıntıya kürek çekildi" demek de doğrudur böyle durumlara.

***
24 Haziran seçimleri sonrasında CHP'nin durumuna bakılırsa...
Yukarıda yapılan tanıma uyan bir manzara yok mu yani ortada?
"Akıntıya kürek çekmek" benzetmesi başka hangi duruma yakıştırabilinir ki?
Şu şaşkınlığa bakar mısınız?
Partinin ilkeleriyle ters bir anlayışı benimsemiş kişiler seçimde ödüllendiriliyor, milletvekili seçilmelerine olanak tanınıyor...
Uyumsuzluklarını partideki söylemleriyle sürdüren bu tipler; "gizli bir güç" tarafında sanki korunuyor havası/görüntüsü var ortada.
Partide azıcık öne çıkan isimlerin milletvekili seçiminde "hesabı dürüldüğü", listeye alınmadığı görüşü ise ayrı bir konu.
Devlete nice yıl onuru ile hizmet vermiş kişilerin -nasıl bir şeyse- "gençleştirme" rüzgarıyla partiden uzak tutulduğu da ayrı bir zaaf...
Bu yüzden küstürülen partililer...
Öte yandan Atatürk karşıtı olarak tanınan kişilere yakın durup onlar üzerinden oy beklentisine kapılmak...
Devletin/Cumhuriyet'in ve CHP'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü söylemlerde/nutuklarda hiç anımsamamak... Anmamak...
Bu hatalar, artık adı nice yıldır " Anamuhalefet Partisi " olarak anılan CHP'nin zaafları olarak değil de ne?
Unutmadan belirtelim; "Anamuhalefet" tek kanatla uçan/uçmaya çalışan bir parti oldu.
CHP'de Rahmetli Ecevit'ten sonra gençlik kolları unutulmuş durumda.
İşte böyle bir "Anamuhalefet"i karşısında bulan "İktidar Partisi" AKP; fırsatları değerlendiriyorsa bu da onların "iş beceren, aş kotaran" kadrolarının işi.
Siyaset başarısı!..
Öyle ya da böyle, AKP yurttaşın ayağına gidip, kendini anlatıp güven kazanıyorsa bu; parti kadroların particiliği/inandırıcılığı, siyasetteki becerisi değil de ne?
Sonuçta bilen-bilmeyen yurttaşın görüşü egemense...
Öyle yaptılar, böyle yaptılar yorumları faso-fisoya çıkan bir manzara...
Bu tarz söylemler siyasetin öteden beri mazeret yaratma yöntemi...
O zaman "-Sen de de kendini yenile!.. Yurttaşa gerçek demokrasiyi anlat!.."
Yeni-yeni söylemlerle seçmen üzerinde güven duygusu yarat...
Gençler gelecektir, umuttur... Partinin gençleşmesi için bir hamle başlat.
Arkadaş bunlar zor diyorsan, o zaman siyasal iktidarın " Ben yaptım, oldu" eylemlerinin ardından, yani dümen suyundan gidip akıntıya kürek sallama...
Yurttaşın da umutlarını boşa çıkarma!...

Akıntıya kürek çekmek...