Trum'tan çok ABD toplumu kabahatli...
Aha geldik gidiyoruz. Arkamızda kalan izlerin kalıcılı olması isteğimiz tüm yaşamımızı hareketlendirdi, renklendirdi.
Benliğimize huzur verdi.
Belki arkadan gelen genç kuşaklara örnek olur diye düşündüğümüzden olacak attığımız her adımın hesabının sorumluluğunu bir kutsal görev gibi taşıdık omuzlarımızda.
Bu sorumluluğu her yerde ve her zaman önce kendimizle hesaplaşarak/vicdanımızla toplumsal sorumluluk duyarak verdik.
Bir yaşam boyu...
Ne ki, alınan, kabul edilen görevi örnek olacak şekilde yapalım...
Aferin alalım, alkışlanalım, takdir edilelim diye değil.
Mutlu olalım diye...
Yaşamı kişisel algılardan uzak, toplumsal mutluluğun odağında duyarak yaşamaktır asıl amaç..
Yoksa yaşamını kişisellikten kurtaramamış olanların dar dünya görüşüne kapılıp kalanlardır sorunların nedeni, sorunların odağında bulunanlar.
***
Dünyamızın bugün içinde bulunduğu, yaşadığı acıların nedeni; "kişisel kaprisler"ine yenik düşen kişilerin yarattığı sorunların sonucudur kuşkusuz.
Dün Hitler, Mussolini... ve diğerleri...
Bugün Obama ve Trump dünya yüzünde yarattıkları huzursuzluk, nedeni oldukları katliamlar/ölümler yüzünden tarihte nasıl bir iz bıraktılar/bırakıyorlar?
Acaba gönül huzurları var mı?
Sırf kendi toplumunun refahı/mutluluğu için geri kalmış diğer toplulukları ezmek, onların
mutluluğu olan olanaklarını ellerinden almak, gasp etmek bireysel anlamda böylelerine huzur veriyordur belki de!..
Ama toplumsal vicdan nasıl bir algıyla başkalarının ezilmişliğini/yoksulluğunu göre göre onun hakkını/hukukunu gasp etmeye rıza gösteriyor?
Şaşılacak şey/durum...
Bu nasıl bir toplumsal suskunluk ve de vicdansızlık?
Oysa, böyle bir duruma önce toplumsal anlamda itirazlar yükselmesi gerekmez mi?
Maalesef "toplumsal çıkar" söz konusu olduğunda "akan sular duruyor" demek ki...
ABD toplumu böyle bir suskunluğu yıllardır yaşıyor.
Şaşılacak bir durum...
Çok yazık.
Kalkınamamış/gelişmemiş toplulukları eğitip onları refaha kavuşturacak olan "ileri/çağdaş toplumlar(!)" onların yaşama alanlarına tecavüzü kendilerine hak görüyor.
Sonra da çağdaşlık adına ahkam kesiyorlar.
Haklarını bile bile gasp ettikleri topluluklar için de timsah gözyaşları döküyorlar, hiç sıkılmadan.
***
İkinci Büyük Savaş'a demokrasi adına "insanlık için" katılan bir gücün/topluluğun bugün geldiği noktayı düşünebiliyor musunuz?
ABD Güney sınırımızda Suriye topraklarında yuvalanan terör gruplarına lojistik destek vererek önceki demokrasi savunuculuğunun yalan olduğunu gösteriyor.
Binlerce TIR savaş araç ve gerecini Türkiye sınırına yığan ABD'nin Trump yönetiminde atılan her adımda insanlık adına bir gelişme değil; sorun oluşuyor, kan ve gözyaşı sel olup akıyor.
Bu kötü gidişe "Dur!.." demesi gereken gerçek demokrasi aşığı ABD toplumu olmalı...
Trump, bugünkü yönetim anlayışıyla tarihe hem kendisi, hem de ona seyirci kalan ABD toplumu adına kötü bir örnek olarak geçecek.
"Demokrasi" Trump'un algıladığı/uyguladığı şekil ve yöntemle gelişmez. İnsanlığa da bir katkısı olmaz.
Trump -merak ediyorum- yarına nasıl bir övünç bırakmayı istiyor.