Yine mutsuzuz
Bilindiği gibi, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı tarafından 2018 yılı dünya mutluluk raporu yayınlandı. Birçok dünya ülkesi baz alınarak yayınlanan bu rapora göre ülkemiz, 74. sırada yer aldı. Hemen hemen her yıl yayınlanan raporda, ilk 50 ülke arasında yer almadığımıza göre, bu yıl yine mutsuzlar ülkesi olduk.
Mutluluk ya da mutsuzluk seviyesi, ‘Nasıl bir yaşam sürülüyor?’ sorusu temel alınarak ölçülebilir daha çok. Bunun içerisinde ise en belirleyici etken, sosyal ve ekonomik durum ile birlikte sağlıklı bir yaşam beklentisinin ne ölçüde karşılandığıdır aynı zamanda. Mesela geçmişe nazaran ülkemizde eğitim seviyesi yükseldi. Yükseldi yükselmesine ama bununla birlikte işsizlik oranı, neredeyse hep arttı. Bazen, nadiren de olsa çok az düşüşler gösterdi. Ama olması gereken yeterliliğe ulaşamadı hiç ne yazık ki. Bu durumun, araştırma sonucuna bir hayli etkisi olduğu çok açık.
Yine ülkemiz geneli baz alındığında, hiç okumayan kesim, okuyan kesime göre çok daha mutlu, sonucuna varılmış. İşsizlik, bunun en önemli nedeni oluyor sanırım. Üniversite bitirmiş, hatta yüksek lisans yapmış, artık yetişkin ve sorumluluk sahibi bir birey için, işsiz kalmak ya da istemediği bir işte çalışmak zorunda kalmak, oldukça huzursuzluk vericidir aslında baktığımızda.
Artan hayat pahalılığı ile birlikte, beklentilerin bir hayli yükselmesi de diğer bir nedenidir alt sıralarda yer almamızın. Doğal olarak yükselen beklentiler, karşılık bulmadığı zaman yine mutsuzluk artıyor haliyle. Sokaklarda, derin düşüncelere dalmış yürüyor artık insanlar. Arabada yolculuk esnasında veya evde, çoğunlukla acıklı müzikler dinleniyor mesela. Bunlar da tuz biber oluyor desek yanlış olmaz sanırım.
Toplumsal olarak ilerlemenin ve sağlıklı bir gelecek inşa etmenin alt yapısını, ayrı ayrı her birey, tek başına oluşturuyor. Bunun farkında olmak gerekir ilk önce. Zaten, yapılan herhangi bir araştırmanın sonucuna da, tek tek bireylerden yola çıkarak ulaşılmıyor mu aslında? Peki, beklentiler biraz daha düşük tutulsa, yapabilecek her iş önemsenerek ve severek yapılsa, sonuç ne kadar değişir mesela? İşte bunu da yaşayarak gözlemlemek mümkündür. O zaman ileriki tarihlerde, bu tür raporların sonuçlarını, daha üst sıralarda görebiliriz umarım.