Kadına yönelik cinayetler ve eğitim..
Sabah, TV haberlerinden öğrendim. Ülkemizde geçen üç yıl içinde bin 20 kadın cinayete kurban gitti.
Acı bir gerçek ne yazık ki...
Kadın niçin öldürülsün ki?
İşlediği cinayeti soruşturma ya da mahkeme safhasında çeşitli bahane ve nedenlere bağlamaya kalkan katillerin bunu; sırf daha az ceza almak için yalan söylediklerini bilmeyen mi var?
Cinayetin nedeni mi olur?
Yani, cinayet olmamalı/işlenmemeli...
Böyle bir eylem ancak, psikolojik sorunlar yaşayan dengesiz insanların işi olursa -belki- akıl kabul edebilir.
Yüce Rabb kulu olan insanı niçin akıl ve duygu ile donattı?
Günah işlemesin, yasak bir eylem yapmasın, aklını kullanarak gelişsin diye...
Cinayet işledi diye değil.
Ama ne yazık ki, bu güzel ülkede cinayetlerde duyulmadık, şimdiye değin görülmedik vahşet sahneleri yaşanıyor.
Neden?
***
Yaşam bir öğreti süreci ve alanı...
İnsan aldığı "yaşama rolü"nü belirlenen kurallar içinde yaşamakla görevli... İnsan bu kuralları, gerek kişisel ve gerekse toplumsal öğreti alanlarında doğru olarak benliğinde özümser, olgunlaşırsa ve herkes bu yolu benimserse ülkede yaşam, " günlük-güneşlik" olur.
Ancak, bunun için insan eğitiminin önemini benimseyip; bıkmadan, usanmadan bir ülkü/ideal çerçevesinde sürdürmek gerekir toplumsal anlamda.
Argo deyimle, toplumsal düşüncenin eylem birlikteliği için insanın belirtilen hedefler için akort edilmesi gerekir. Eğitilmesi, öğretilmesi yani...
Biz herhalde bunu beceremiyoruz/yapamıyoruz.
Cumhuriyet'in başlangıcında "ideal insan", yani çağdaş bir topluluk yaratmak adına atılan adımların, getirilen ilkelerin, sonraları siyaset çıkarlarına alet edilmediğini kim inkar edebilir?
***
Kadınlar cinayete kurban gidiyor...
Çok acı...
İnsan sevgisini kadınlardan daha çok önemseyen, özümseyen, benimseyen başka hangi varlık var?
Olsaydı, cezaevlerinde erkeklerin sayısına yakın kadın bulunurdu.
Yani, ortak yaşamın olumsuzluklarını kadına yükleyip, onu suçlu görmek yine gelip eğitime dayanıyor.
Eğitimi çeşitlendirmek, farklı hedefler etrafında insanları toplayıp şekillendirmek toplumsal yaşamın akortuyla oynamak olur. Bu anlama gelir/çıkar.
O zaman da aile yaşamından başlayıp, toplumsallaşan bir görüş farklılığı, huzursuzluk, kavga, gürültü alır başını gider.
Böyle bir yola nasıl sapıldı?
Kadın neden, niçin böyle bir ortama itilip erkek tarafında suçlu görüldü?
Bunu yine toplumsal eğitimin yetersizliği ve farklı algılar aşılayan sisteme yorabiliriz.
Bu ülkede eğitim; "Milli Savunma"da olduğu gibi bir bütün algı hedefine nasıl kilitlenmişse, eğitim faaliyetlerinin de aynı ulusal görüşle bütünleşmesi gerekir. Hele 4-6 yaş grubu sevimli yavrularımız; "Miili Eğitim"in zorunlu yaş grubunda iken bu alandan çıkarılıp; kimi grup ve kişilerin özel eğitimine verilmesine kim, nasıl izah edebilir? Buna ne için izin veriliyor?
***
Diğer ülkelere göre bizde niçin daha çok kadın cinayeti işleniyor?
Basit bir yanıt olacak ama yine de belirtmeden geçmeyelim:
Toplumsal yaşamda bireyler eğitilirken; her yönden esen olumlu-olumsuz rüzgarların etkisi altında insanlar beyinsel nezleye yakalanıyorlar da ondan...