Vah ki vah!..

YAYINLAMA: 09 Kasım 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 09 Kasım 2018 / 20.00

Türk edebiyatının önemli imzalarından merhum Peyami Safa'nın Milliyet gazetesinin 2 Ağustos 1957 tarihli nüshasında "Objektif" adlı köşesinde yazdığı "Türk İdealciliği" başlıklı yazısında;
".... hayata verdikleri mana bakımından insanları dört tipe ayırırım: Keyif adamı, rahat adamı, iş adamı, mefkûre (ideal) adamı." tanımlamasını yapıyor.
Yazar Peyami Safa bu tanımını kısaca anlattıktan sonra devlet-insan bağlantısı/ilişkisi için de şöyle diyor:
"Devlet büyük bir milli idealin ışınlanma merkezi olmalıdır. Bugünkü Yunanistan'ın başında , büyük Helenizm fikrini, (megalo-ideal)yı sünger gibi iliklerine içirmiş bir idealci devlet vardır. Geceleri uyutmayan bir yayılma hayali ve humması içinde, Kıbrıs, İzmir ve İstanbul da dahil, bütün eski Bizans ve Helen topraklarını Yunanistan'a ilhak etmek için, olanca kuvvetini bu hedefe dikmiş, parçalanırcasına çalışmaktadır.
İdealci devlet koyun sürülerinden kahramanlar yaratır.
İdealsiz devlet kahramanları koyun sürüleri haline getirir.

İdealciliğin ikinci fideliği okullardır.
Çoğu yabancı mekteplerde/okullarda yahut da sadece yabancı kültürle yetişmiş aydınlarımızın büyük bir kısmında milli sinir felç halindedir. Milli davalarımıza karşı onları tasasız bırakan miskin bir kozmopolitizm çoğunu benciliğe, keyifçiliğe sürüklemiştir.
Türk okullarında da milli siniri pekiştiren ideal verici bir telkin ve terbiyenin esaslarından, şartlarından, vasıtalarından eser yoktur.
İdealciliğin üçüncü fideliği yayınlardır: Gazeteler dergiler, kitaplar, radyolar, (televizyonlar), filmler...
Milli siniri kopmamış, kendi heveslerinden veya küçük meselelerden kafasını kurtarmış Türk tarihine ve istikbaline/geleceğine bağlı hayati davalarımızı kavrayan ve savunan kaç yazar tanıyorsunuz?
Cevabınızdaki rakamın dehşet verici olmasından korkarım.
Her şeye rağmen imanım sapasağlamdır.
Milletimi tanıyorum
."
Peyami Safa'nın 61 yıl önceki yazısındaki tespitler üzerinden bugünümüzü yorumlamanızı rica ediyorum.
Usumuz/aklımız hep kalkınmada ama bunun yolunun ve yordamının gerçekçi planlamadan geçtiğini unutarak maddi, manevi her alanda kendi kendimizi yıllarca aldattık.
Hani, nerede ulusal/milli duygularla donanmış, yetişen kuşaklara Türklük heyecanını aşılayan eğitim programları?
Bugün kimi kafalar sanıyorlar ki; apartmanlar, villalar kurarak toplumsal kalkınma sağlanmış olur.
O gökdelenlerde oturan insanların kafaları aydınlık mı?
Peyami Safa Rahmetli bu olguyu arıyor toplumda...
Tam bu yazıyı bitirmek üzere iken belediye hoparlörü; bilmem ne ili afet koordinasyon kutlunun şu duyuruyu yaptı: "10 Kasım 2018 Cumartesi günü saat 09'u 5 geçe iki dakika süreyle siren çalınacaktır."
Yurttaşların siren sesinden ürkmemesine dikkat çekiliyor.
Bu anonsun hemen ardından bir başka duyuru: Bilmem ne halk eğitimi merkezi müdürlüğü çağrı yapıyor; " Kurumumuzca Arapça kursu açılmıştır. Halkımıza duyurulur."
Vah benim Atatürk Türkiyem, vah güzel Türkçem, vah necip insanım...
Peyami Safa Rahmetli, iyi ki bugünleri görmemiş/yaşamamış...

Vah ki vah!..